Büyüyorum Kabıma Sığamadığım Ondandır 1





BÜYÜYORUM, KABIMA SIĞAMADIĞIM ONDANDIR
       

  Oyunumuz; Türkiye'nin güzel bir şehri olan Manisa'da geçmektedir. Çağımızın en büyük hastalığı olan iletişimsizlik sorununu yaşayan anne ve babaların zamanla bu soruna ailenin diğer üyeleri yani çocukları katmalarıyla problemin nerelere kadar gidebileceğini anlatan bir hikayedir.

  Baba Nevzat Tunalı, anne Rüya Tunalı, babaanne Hümeyra ve başkahramanımız evin tek çocuğu Mehmet Tunalı oyunda işlediğimiz çekirdek ailemizin fertleridir.

  Mehmet'in sokaktan arkadaşı Soner, en iyi arkadaşı Fuat ve bir tesadüf sayesinde yolları kesişen Arif Amca diğer karakterlerdir.

  Ailesinin kanatlarının altında güvenle yaşayan Mehmet, bir gün gelir bu kanatların kırıldığını fark eder. Gök mavisi umutları vapurdumanı rengine döner. Annesinden uzakta oluşuyla da dışarıya yönlenmesi kaçınılmaz olur ve yanlış arkadaşlıklar sebebiyle uyuşturucu madde batağına düşer.
  
  İnsan, hayatı boyunca zorluklar yaşar ve ilk limanı tek sığınağı aile sevgisidir. Bu desteği göremeyen biri dünyada tek kalmış gibi hisseder, karşılaştığı her sorunda mücadele etmek yerine çabucak pes eder ve ne yazık ki başına gelen her olumsuzluk için kendisini suçlayıp durur. Aile diğer bireylerin özgüvenini sağlar ve sulh içinde yaşamayı taahhüt eder.

  Toplumumuzun köklü kültürü ve güçlü duruşu, toparlayıcı ve birbirine en zor günde kenetlenme dürtüsü içimizi ferahlatan en önemli dayanağımızdır. Ama toplumun yüzyıllar boyu devam eden özel kimliğinin idamesi için aile kurumunun yara almış değerlerini en kısa zamanda iyileştirmek zorundayız.
 
  Kahramanımız Mehmet, anne ve babasının yollarını ayırmasıyla kendini savunmasız ve sevgisiz hissetmiş, sonunda da bir arayış içerisine girmiştir. Aradığı sevgi ve ilgiyi bulmuş yalnız getirilerini göz ardı etmiştir. 
Sevgi insanı hep güzelin türevlerine doğru yaklaştırır ama size sunulan sevgi sizden bir şeyler alıyor ya da sizi yanlışa sürüklüyorsa bu kesinlikle sevgi değildir. O yüzden vakit kaybetmeden özellikle gençlerimizin bu ayrımı yapması gerekir. 
 
  Sağduyulu ve şefkatli toplumumuzun bu hikayede nasıl sahiplenici ve koruyucu bir hal alabildiğini görmekteyiz. Ailenin devre dışı kaldığı koşullarda, iyi yetiştirilmiş bir insanın pek tabi gördüğü bir sorunu sevgiyle çözüme kavuşturması mümkündür. Buradan da ulaşabileceğimiz gibi aile bütünlüğünü ve değerlerini korumaya devam etmelidir ki sağlıklı mutlu sorumluluk sahibi insanlar yetişmeye topluma katılmaya devam etsin.

  Velhasıl kendisini hüsrana sürükleyen Mehmet, arkadaşının sevgisi ve gün görmüş, iyi bir ailede yetişmiş, kültürümüzün aktarıcısı olan duyarlı bir insan sayesinde doğru yolu bulmuştur. Mehmet'in nezdinde yoldan çıkan her fidanın toprağını yeniden bulup serpilmesi ümidiyle farkındalık yaratmak için yazılan bir hikayedir bu.

  Çıkarım: Emeksiz, kolay bir sevgi yoktur. Göğüs kafesinizin içini sevginin tüm renkleriyle boyamanız ve güneşe hasret çulha kuşlarını özgür bırakmanız gerekir..

Mavi Yıldırım



HİKAYEMİZ


  Mehmet 15 yaşında hayatının daha baharında bir öğrencidir. Ailesiyle mutlu mesut yaşarken bir gün o mutluluğun sadece kendi içinde olduğunu, anne ve babasının aslında kendi aralarında hiç de mutlu olmadıklarını öğrenir. O günden sonra hayatı tepetaklak olur. Alışık olduğu düzeni bozulur ve bir boşluğun içine düşer.
  
  Ailesindeki sevgiyi kaybeden Mehmet, babaannesinden de o saf iyi sevgiyi tam olarak bulamayınca tek çare olarak dışarıda aramaya başlar.
  Soner, koşulsuz ve bonkör sevgisiyle çoktan Mehmet'in güvenini kazanır. Sokaklarda büyüdüğü için de insan sarrafı olmuştur ve Mehmet'in ruh halini çok iyi analiz edebilmiştir.
 
  Uzun zamandır uygun bir an kolluyordur ve annesinin Mehmet'le vedalaşmaya geldiği gün de onu uyuşturucu batağına çekme hamlesini yapar. Mehmet ise her şeyden habersiz çılgınca bir mutluluğun tadını çıkarıyordur ve sonra adım adım bu zehrin kollarına itiliyordur.

  Babası aile bağlarının kopmasıyla kendini iyice dağıtmış sorumluluklarını da yerine getirmez olmuştur. Mehmet babaannesinde kalıyor ve ne anne ne de baba sevgisinden nasibini alıyordur. 

  Giderek dersleri de kötüleşen Mehmet, tek kabul gördüğü yere sokaklara özlem duymaktadır. Soner istediği gibi Mehmet'i bir uyuşturucu bağımlısı yapmıştır.

  Fuat, bir kafede hayatını kazanmaya çalışan dürüst iyi bir çocuktur ve Mehmet'i de çok sever, elinden geldiğince onu koruyup kollar. Soner için uyarıda bulunur ama Mehmet bu nasihati kulak ardı eder.
  
  Bir gün Fuat, Soner'i Mehmet'e uyuşturucu madde verirken parkta görür ve o gün Mehmet'le bir konuşma yapar. Mehmet çok etkilenir ve bir daha kullanmayacağına söz verir.
  
  Maalesef Mehmet yine uyuşturucu krizine girdiğinde bir şekilde yine o zehiri kullanır. Fuat'a karşı çok mahcup olan Mehmet, daha da ileri gider, intihar etmek için şehir dışındaki tren raylarını seçer.
  
  Arif Amca ile de orada tanışırlar, sohbet etmeye başlarlar. Arif Amca aslında Mehmet'in neden raylarda beklediğini anlamıştır ama onu tedirgin etmeden sevgiyle ilgi ve alakasıyla kendine yaklaştırır.
 
  Tatlı dili, olgun kişiliği ve babacan tavırlarına hayran olan Mehmet tedavi olmayı kabul eder, ertesi gün de uzman kişilerin ellerine kendini bırakır.
  
  Arif Amca'nın inisiyatif kullanmasıyla tedavisi başlayan Mehmet, yurtdışından gelen annesinin sıcacık şefkatiyle bu zehirden tamamen kurtulur.
  
  Finalde; insanların hayatları boyu hata yapmaya meyilli olduklarını ama bu gençlikte olunca sonuçları daha telafisi zor bir hal alabileceğine tanık oluruz. Bir hatadan dönmek ve bunun sancılarını da sevgiyle onarmak büyümenin bir göstergesidir. Gençlerimiz büyürken; toplumumuzun toparlayıcı iyileştirici misyonu ve ebeveynlerimizin de onlara kol kanat germesi en kıymetli hazinemizdir.  
…  

 (Tiyatronun sahneleri ilerleyen bölümlerde okumaya hazır olacaktır...)      











( Büyüyorum Kabıma Sığamadığım Ondandır 1 başlıklı yazı mavi-yildirim tarafından 11.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu