Lilyum Serisi: Kötüler Hep Kazanır Mı Sizce?
-- -Lilyum ne demiştim sana ben? Ben senin efendin değil
miyim? Neden beni dinlemiyorsun?
- -Ne demiştiniz ki efendim?
- -Bilmiyormuş gibi yapma bu son görüşmemiz olsun demiştim sana hatırlamıyor musun?
- -Efendim siz daha mezun olmadınız ki. Mezun
olana kadar bırakmam sizi.
- -Anlamadım ne mezun olmasından bahsediyorsun,
ne diyorsun sen?
- -Kötülük okulu efendim kötülerin geçtiği sınıfı
geçemiyorsunuz.
- -Sen varken nasıl geçeyim ben?
- -Anlatın efendim anlatın. O kadar kötü
olduğunuzu hissedersem belki ben de bırakırım sizi.
- -Bugün iyi olmaktan o kadar dert
yanıyordum ki kötü olan insanları kıskandığımı hatta onlara beni neden kötü
yapmıyorsunuz diye kızdığımı fark ettim.
- -Efendim siz kötülere insan diyorsunuz. Onlar
insan mı sizce?
- -Lilyum dur bir ya. Yanlış söylemedim evet. Ben değil
ama insanlar o kötü varlıklara insan diyebiliyormuş. O kadar iyi insan tanıdım
ki o iyi insanlar dahi kötülere insan diyormuş. Hatta iyi insanlar kötüleri
seviyormuş ya. Çok şaşırdım ama bu gerçekmiş.
- -Efendim devam edin lütfen?
- -O kötü insanlara o kadar özeniyordum ki 400 metre boyunca
cebimde taşıdığım bir meyve suyu çöpünü haşin ve kızgın bir tavırla öyle yere
attım ki “Oh be kötü olmak ne güzelmiş.” dedim. Yoluma öyle sevinçle devam
ettim ki içimde sanki takdir belgesi alarak sınıfı geçen bir çocuğun yaşadığı
gurur, ilk defa tek başına araba sürebilen bir gencin mutluluğu vardı sanki.
Evet ben de başarabiliyorum ya gibi bir duyguya kapıldım ki aniden bir anda
yine sen geldin. Neden geldin ki?
- -Efendim lütfen kapatın gözlerinizi. Sizinle bir
hayal kuralım. Eğer bunun sonucunda siz beni aşarsanız söz bir daha gelmem
yanınıza efendim.
- -Söz verdin bak bir daha gelmek yok.
- -Tamam efendim hadi başlayalım. O attığınız çöpü almak için
eğilen çöpçü bir anda belini tutar ve asla doğrulamadığını fark edip öylece
yere yığılsa, ambulans hastaneye götürdüğünde acılı çöpçünün ailesine doktor
çöpçünün anlık dikkatsizliğinden belinde sakatlanma olduğunu söylese ve felç
kaldı deseydi ailesi ne hissederdi acaba?
- -Lilyum yapma lütfen.
- - Efendim lütfen izin verin devam edelim.
Hadi yine hayal edelim. Ya çöpçünün doktorluğu kazanacak kadar zeki
üniversiteye hazırlanan bir kızı olduğunu düşünün ve sizin yüzünüzden babası
felç kaldığı için okulunu bırakmak zorunda kalıp ailesine bakmak için bir işte
çalışmaya başladığını düşünün. Çalıştığı iş yeri o kadar kötüydü ki öyle korktu
öyle ağladı ki sırf ailesine fayda sağlamak için varlıklı olduğunu düşündüğü
biriyle evlendi. Ancak adam sigara içen, eşine bağıran, onu azarlayan yani
kötülük okulunu dereceyle bitiren biri. Kız o kadar çekti, çekti ve sonunda
kansere yakalanıp öldü. O çöpçüyü felçli etmek bir yana bir de evlat acısı
yaşattınız. Hayal ediyor musunuz efendim?
- -Ya sus lütfen Lilyum sus.
Bir anda kendimi kaybettim ve aniden kendime geldiğimde 500
metre geriye dönüp attığım çöpü ararken kendimi buldum.
- -Lilyum tamam çöpü buldum aldım yine cebime koydum. Şimdi
çöp kutusuna atarım ama senin de yanıldığın bir durum var biliyor musun?
- -Nedir efendim?
- -O anlattığın hikayedeki kızın geleceği senin dediğin
gibi olmazdı bence Lilyum.
- -Nasıl olurdu peki efendim?
- -Bence kızlar her zaman iyi insanları sevdiğini
söylese de içten içe her zaman o kötü insanlardan haz alıp hoşlanır bence.
- -Bu nasıl olur efendim? İnsan kendisini insan yerine
koymayan, bir eşya gibi satın alabileceğini düşündüğü birini neden sevsin ki?
-Lilyum bir dakika düşün. Ben ne kadar iyi olursam
olayım hep bir kusurum aranır. Çünkü Cemal Süreya gibi onlarca kitap yazan
şaire bile eşi “Bu kadar düzgün olma ya. Eve bazen geç gel.” demedi mi? Cemal
Süreya sırf eşini memnun etmek için ne yaptı peki?
- -Saatlerce kapının önünde bekledi
efendim.
- -Sonunda yine iyiler kaybetti ve eşi ayrıldı değil mi
Lilyum?
- -Evet efendim.
- -Yani iyiler ne kadar canı yanmasın, kendini değersiz
hissetmesin diye çabalasa da kızlar hep kötüleri içten içe sever, kötüleri
sahiplenir ve asla bırakmazlar.
- -Bunu anlamıyorum efendim? Bir insan neden sever ki
ya.
- -Çünkü Lilyum kızlar iyilerden sıkılır, hep kötülerin özür
dilemesini umut ederek beklerler. İşte bu umutları hep aşklarını körükler.
Kötüleri iyi yapabilmek için ettikleri mücadeleden hoşlanırlar. Bence senin
anlattığın hikâyede kız ne kadar mutsuz olsa da içten içe hep haz alır.
- -Efendim ama kötüler o kadar kötüdür ki sadece
kadının saf duygularından yararlanmak için özür diliyormuş gibi yapar ve işleri
bittiği anda yine kötü olurlar efendim.
- -Öyle Lilyum örnek vermem gerekirse alkol bağımlısı
bir kişi sırf eşinden para koparabilmek için eşine o kadar güzel sözler
söylemezler mi?
- -Haklısın efendim.
- -Git başımdan öyleyse Lilyum. Ben de kötü olmak
istiyorum kötüler hep kazanıyor. Neden bana o çöpü geri aldırdın ki. Biliyor
musun Lilyum ben senden habersiz bir insanın kalbini acayip kırdım biliyor
musun? Hiç haklı da değildim biliyor musun? Bana çöpü geri aldırmayı başardın
ama bir insanın kalbini kırmama engel olamadın.
- -Efendim siz daha kötü olamadınız ki. Hatırlayın
hemen.
- -Neyi Lilyum?
- -Bu gece 02.30’ da daha uykuya dalalı 14 dakika olmuşken
rüyanızda kabus görmemenize rağmen neden korkudan titreyerek uyandınız bunun
sebebi de kalbini kırdığınız insanı düşünmek değil mi?
- -Evet Lilyum haklısın “İnsanı rüyasında korkutan
sadece kabusları olmazmış. Acı ve ızdırapla dolu düşüncelerimizde bir anda
rüyadan korkudan titreyerek uyanmamızı sağlayabilirmiş.” Düşüncenin böyle bir
gücü olduğunu yaşayarak dün gece öğrenmiş oldum.
Sahi ey siz kötüler nasıl susturuyorsunuz bu içinizdeki sesi. Ya lütfen bana da yardım edin hadi bana da kopya verin. Ben de kötülük okulundan mezun olmak istiyorum. Nasıl kötü davrandıktan sonra bir daha iç sesinizi duymuyorsunuz? Ama siz kötüydünüz değil mi neden bana iyilik edesiniz ki? Ah ah...
Yazarın
Önceki Yazısı