Haykırdım sevdanı yoruldu sesim,
Dağlara savruldu zerre hevesim,
İşte tam şuramda göğüs kafesim,
Tutuşup yandı da anlatamadım.
Gece darağacı, gündüzler maşa
Nakş edilmez rengin hiç bir kumaşa,
Her gün aynı acı, aynı telaşa
Yıllarca kandı da anlatamadım.
Gün geldi baş eğen Yunus haliyle,
Gün geldi dört satır şair diliyle,
Gün geldi kapına çocuk eliyle,
Mektuplar kondu da anlatamadım.
Sevdama set geren o kalbin, ruhun
Sığmaz gemisine tufanda Nuh’un!
Kızıla boyanmış azgın Çoruh’un,
Hırsıyla andı da anlatamadım.
Sanki çatlayacak sevdanın zarı,
Hangi kuldan geldi yâr intizarı?
Zirvede açıldı korun mezarı,
Vezüv uyandı da anlatamadım.
Gözler buğulanıp gökler delindi,
Hüzün yağmurları tenime indi,
Kalbime sevdanın yükleri bindi,
Her şey ayandı da anlatamadım.
İki kelam etmez kilitlenir dil,
Gönül anahtarı akılda değil,
Mumu söndürmeye gelen Azrail,
Nefse dayandı da anlatamadım.
Ne inci, ne elmas sade bir taşım,
Sevdana eğildi gövde de başım,
Aşkın tipisinde akan gözyaşım,
Yanakta dondu da anlatamadım.