Nazın özleniyor, sözünde zehir,
Yağmursuz havada deliren nehir.
Varoş çerçeveli mabedli şehir,
Farklı mevsimlerin güneşi gibi.
Züleyha’ya yakın Leyla’dan ırak,
Ustalık zirvede görünüş çırak.
Serçe ürkekliği, sokan çıngırak,
Farklı mevsimlerin güneşi gibi.
Avcı gözlerinden atınca mermi,
Vurulan kanatlar uçup gider mi?
Her sabah, her akşam farklı söyler mi?
Farklı mevsimlerin güneşi gibi.
Ağaçtan çiçeği indiren dolu,
Issız zirvelerde ürettin balı.
Tezgahında basma, ipekten halı,
Farklı mevsimlerin güneşi gibi.
Bir yanın Erciyes, bir yanın sahil,
Bazen bir muallim, bazen de cahil.
Dağda yılkı atı, harada ehil,
Farklı mevsimlerin güneşi gibi.
Gülistanda gonca yakışır sana,
Dikenin acısı ikramdır bana.
Zemheri bakışın dönse Nisan’a,
Farklı mevsimlerin güneşi gibi.