Bu çileli yaşamıma bir ömür yeter mi hiç?
Bu mutsuzluk, bu umutsuzluk geçer mi hiç?
Kaç ömür gereklidir ki yaşamak için sevinç?
Çatladı sabır taşı, kalmadı zerre kadar bilinç.
Oysa bende istemez miydim iyi hissetmeyi,
Huzur içinde yaşayıp ağız dolusu gülmeyi,
Mutlu günler içinde sevilmeyi ve sevmeyi,
Ömrün fırtınasına, kışına bir son vermeyi?
Ne yapsam olmuyorlar var oysa heybemde,
Hayal kırıklıkları ile yürek kan revan
içinde,
Umudum olsa da hala dünümde, bugünümde,
Bir şeyler kırıldı ve yer ile yeksan artık bende.
Ne isyanım ne de eyvallahım var insanlara,
Boyun eğdim kaderime, gelecek yarınlara,
Ne kadar kulaç atsam dalgalara,
akıntılara,
Her defasında yeniliyorum çetin ummanlara.
Harap Mesut vazgeçmedi ama hala yaşamdan,
Umut kesmedi ne doğan günden ne de
yarından,
Yalnızca yaşlandı ve yoruldu
yaşadıklarından,
Usandı artık dünün ve günün yalanlarından
Ve bir türlü kabuk bağlamayan
yaralarından.