Bugün kırk yaşına girdim.. Çok şey öğrendim bu yaşıma kadar. Ayrıca yaşımdan çok ileri yaşta bir ruhun konforunun huzurunu hissediyorum. Sansürsüz doğruları haykıran dilim daima kalbimi destekledi. Üzerimde taşıdıklarımın farkında oldum hep. Kimse üzülmesin diye hiç kendimi üzmedim , doğruyu yaptım.. Artık doğru yol kimi üzerse o üzüldü.
Önemli olan olması gerekenin olmasıydı. Kendimi bunu kabullenecek şekilde kendim yetiştirdim. Gurur duyuyorum kendimle.. Baskın karakterimle her şeyi kontrol edebilmeliydim. Mesela artık öyle düşünmüyorum; ilahi kontrolün elinde kontrolcü rolünde geldiğimi düşünüyorum.
Eğer bir şeylerin güvenebileceğiniz bir mecraya teslim olduğunu görürseniz dinlenirsiniz! Aynen böyle oldu bana da. Verdiklerim aldıklarım hep eşit olmalıydı kimseden üstün veya alçak da değildim. Aynı hizada farklı yeteneklerin kareografisini gercekleştiriyorduk yalnızca. Örneğin; ben, iyi bir şairsem diğeri de iyi bir ressamdı vs. Dünyanın hiçbir zaman benim eksenimde dönmesini istemedim , aksine hayatım boyunca dünyanın eksenine dahil olmaya çalıştım. Hiç kimsenin istemeyeceği herkesin olması gerektiği gibi yani..
Bugün ben kırk yaşına girdim, ‘önüm arkam sağım solum sobe ‘ diyemeyeceğim. Ne zaman geçti bunca sene fikri bende çok geçerli değil. Çünkü fazla girdim yaşadığım her ne ise içine o halde de bir yaşanmışlıkta onlarca şey yaşadım. Çok harika bu, tabi kötü tarafı olumsuz olanı da herkesten çok hissediyor olmanız! Üzgün, pişman, korku ,kin, nefret vs. gibi duygular yok hayatımda. Her şeyi o kadar doğru yapmışım ki kendime ‘aferin’ demiyorum. Zira, ne kadar güzellik varsa hissettiğim bunların hepsini bana yaptıran bir kuvvet vardı veya beni kötüden alıkoyan, koruyup gözeten Allah’a çook teşekkür ederim..
Kırk yaşına ayak basarken ayaksız(!) bir kalemle aktığı için naçiz benliğimden minnettarım..
Sevgimle
Hayat kırk yaşında başlamaz, kırk yaşına kadar hangi düşüncelerle geldiysen uygulamaya geçer..! Bu da gençlere ihtar olsun :)
Canan SERGÜL 🐛