HİLAFET-HAİM NAHUM- VEHBİ KOÇ VE...7. BÖLÜM-
Bugün Mustafa Kemal Atatürk, Lozan Antlaşmasından memnun muydu konusunu ele alacağım.
Şimdi hemen '' Hocam ! Bu da laf mı? Memnundu elbette. Her fırsatta bir zafer olduğunu söylüyordu.'' Diyenler olacaktır mutlaka.
İyi de bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak hükumetinizin imzaladığı bir antlaşmaya '' Çok kötü, berbat ' Diyebilir misiniz?
Yanlış anlaşılmasın. Atatürk de hiç bir zaman Lozan'ın berbat bir antlaşma olduğunu düşünmemiştir ama beklentilerinin çok altında bir antlaşma olduğu kesindir.
Bunu nereden çıkartıyorum?
1928 Yılından başlayalım.
1928 Yılında Bursa Amerikan Kız kolejinde okuyan ve adları Kamran, Nemika, Muadelet ve Seniha olan dört kızın vaftiz olarak Hıristiyanlığa geçtiği haberiyle çalkalandı tüm Türkiye
Fazla uzatmayacağım, Atatürk küplere binmişti zira halifeliğin kaldırıldığı gün ( 3 Mart 1924 ) çıkartılan Tevhid-i Tedrisat Kanununa göre hiç bir yabancı okul dini eğitim yapmayacaktı. Oysa bu okulda bırakın dini eğitimi dört Müslüman Türk öğrenci Hırıstiyan yapılmıştı.
Dahası da vardı? Okul bir yabancı okuluydu ama 1928 Tarihi itibariyle 120 öğrencisinden sadece biri Türk değildi. Yani 120 öğrencinin 119'u Türk'tü.
Mustafa Kemal Paşa '' Derhal kapatın '' dedi ve bu okul kapatıldı. Diğer Amerikan okulları zaten I. Dünya Savaşı sonlarında çekip gitmişlerdi kalan dört ABD okulu da kapatıldı.
Bu okulların kapatılması üzerine ABD, pek çok girişimlerde bulundu ve mesela Tarsus'taki kolejini - Tevhid-i Tedrisat Kanununa uymayı taahhüt ederek- açtırdı ama Mustafa Kemal Bursa'daki okula takmıştı bir kere... Hatta 1931 Yılında bu okulun Türk Maarif Cemiyeti tarafından satın alınmasını sağladığı gibi 18 Eylül 1931'de Bursa Kız Lisesi ve tamamen bir Türk okulu olarak açtı yeniden.
Mustafa Kemal Paşa'nın kulaklarının çekilmesi gerekiyordu(!) Peki bu işi kim yapabilirdi?
I. Dünya Savaşında Almanlara kök söktürmüş olan General Douglas Mc Arthur tabii ki.
Ha, general Mc Arthur öyle eften püften bir general değildir. Mesela II. Dünya Savşaında Japonya'yı teslim olmaya ikna eden ve teslim alan odur. Ayrıca 1950'de başlayan Kore Savaşında da Birleşmiş Milletler Ordu komutanıdır. Yani Bizim askerlerin komutanlığını bile yapmıştır.
Bu gibi sorunlar için aslında sivil diplomatların sahada olması gerekir ama ABD, bir generalin ( Mustafa Kemal ) dilinden ancak bir başka generalin anlayacağını düşünmüş olacak ki General Douglas Mc Arthur'u yani zamanın ABD Genel Kurmay Başkanını gönderir Türkiye'ye.
25 Eylül 1932'de Türk Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa tarafından karşılanan Mc. Arthur 27 Eylül 1932'de Atatürk'ün daveti üzerine saat 17.00'de Dolmabahçe Sarayında Mustafa Kemalle görüşür. ( Sonrasında Atatürk onu Türk Dil Kurultayına da götürür fotoğrafta da gördüğünüz gibi )
Douglas Mc. Arthur'un karın ağrısının sebebini gayet iyi bilen Mustafa Kemal Paşa bu görüşmede der ki: '' Ömrüm Lozan'dan arta kalan sorunları çözmekle geçti ve geçecek ''
Bu sözün manası çok açıktır: '' ABD'nin Genel Kurmay Başkanı değil feriştahı olsan o okulu açtıramayacaksın tekrardan. Ben kafaya koymuşum, Lozan'da çözemediğimiz her şeyi tek tek çözeceğim ''
Ama bir manası daha vardır bu sözün:
Lozan, Mustafa Kemal'e hayatının sonuna kadar uğraştığı ve uğraşacağı sorunlar bıraktıysa ( Ki bıraktı. Hatta bunu bizzat Mustafa Kemal söylüyor ve bizler de görüyoruz ) Lozan'a dört dörtlük bir antlaşma diyebilir miyiz? Ya da Mustafa Kemal'in Lozan'dan son derece mutlu olduğunu söyleyebilir miyiz?
Haydi şimdi yazımızın değişmez başlığındaki konuya geçelim..
******
25 Şubat 1996'da Türkiye'nin en tanınmış iş adamlarından ve zenginlerinden olan Vehbi Koç, tatil için gittiği Antalya'da hayata gözlerini yumdu. Daha sonra cenazesi İstanbul'a getirildi ve bizim ünlüler dünyasının aksine Teşvikiye Camiinde değil Fatih Camiinde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi.
Buraya kadar bir anormallik yoktu ancak 22 Ekim 1996'da Vehbi Koç'un mezarının açıldığı ve cesedinin çalındığı haberi tüm Türkiye'yi şok etti.
(
Ömrüm Lozan'dan Arta Kalan Sorunları Halletmekle Geçti Ve Geçiyor. başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
23.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
