MEHMET ÂKİF’İN ÖLÜM YILININ ARDINDAN
Abdullah Çağrı ELGÜN

7 Aralık 1936’da vefat eden büyük şair ve düşünür Mehmet Âkif Bey’i bir kere daha rahmet ve minnetle anıyoruz. 1873’de İstanbul Fatih’te, medrese müderrislerinden İpekli Tahir Efendi’nin oğlu olarak dünyaya geldi.

Mehmet Âkif, ilk öğrenimini takiben Fatih Rüştiyesi ve mülkiyenin lise kısmını bitirmişti. Mülkiyenin yüksek kısmına geçtiği yıl babasını kaybedince, Halkalı Baytar Mektebi’ne girerek birincilikle mezun olmuştur.
1908’te Eşref Edip’le birlikte Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşat Dergileri’ni çıkaran Âkif, makâlelerinde ve vaazlarında Ziya Gökalp’in Türkçülük görüşüne karşı “İslâm Birliği” fikrini savunuyordu.

İzmir’in 1919’da işgalinden sonra başlayan, Millî Mücadele’yi desteklemek için Balıkesir ve Kastamonu’da verdiği vaazlarla halkın direnişini artırmaya çalışmıştır.

1920’de TBMM’deki Burdur Milletvekilliği esnasında Konya İsyanı’nı önlemek ve halka öğüt vermek üzere Konya’ya oradan da Kastamonu’ya geçerek Nasrullah Camii’nde verdiği vaazda, Sevr Andlaşması ve Millî Mücadele hakkında halkı bilgilendirmiş, burada verdiği vaazı basılarak diğer vilayetlere ve cephelere gönderilmiştir.

Mehmet Âkif’in “İstiklâl Marşı” olarak benimsenen şiiri 724 şiir arasından seçilmiş, ve 1 Mart 1921 günü, devrin Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi tarafından dört kez okunarak sürekli alkışlamıştır. Aynı gün 12 Mart 1921 de TBMM tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edilerek, bir kere daha Hamdullah Suphi TANRIÖVEN’in sesinden ayakta dinlenmiştir.

Âkif maddî sıkıntılar içerisinde olmasına rağmen, İstiklâl Marşı şairi olarak kendisine verilmek istenen para 500TL. ödülünü kabul almamıştır. Millî Mücadele’den sonra, Pirens Abbas Halim Paşa’nın davetlisi olarak Mısır’a gitmiş ve 1925-1935 yılları arasında Kahire ‘deki Mısır Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Profesörlüğü yapmış, hastalanınca da İstanbul’a dönerek 27 Aralık 1936’da vefatı üzerine Edirnekapı Şehitliği’ne gömülmüştür.


Şiirde gerçekçilik akımının temsilcisi olan Âkif, aruz ölçüsünün de en güzel örneklerini vermiştir. “Çanakkale Şehitleri”ne, “Bülbül” şiiri ile da edebiyat tarihimizde unutulmayacak bir tahtın sahibi olmuştur. Yedi kitabın toplanmasından oluşan “Safahat” adlı eseri bugün ölümsüz bir eserdir. Devrin ve kendisinden sonrakilerin dikkatlerini üzerine çekme Âkif’in hayatı ve eserleri hakkında bir çok eserler yazılmış ve yazılmaya devam edilecektir.

“İstiklâl Marşı, Çanakkale Şehitleri’ne, Bülbül” gibi ölümsüz eserlerin sahibi merhum Mehmet Âkif Ersoy’u ölüm yıl dönümü münasebetiyle rahmet ve minnetle anıyor; Allah’tan rahmet, diliyorum.
( Mehmet Akif İn Ölüm Yılının Ardından başlıklı yazı A.Çağrı Elgün tarafından 18.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.