ŞİİR  TAHLİLİ  İDRAR  TAHLİLİNE  BENZEMEZ.  ÖĞRENİN  DE  GELİN--2. BÖLÜM--

ŞİİRİN TEMASI:

Her ne kadar şair hakkında mobbing davası açılmış ise de ( Yani taciz davası) Zavallının hiç kimseye en ufak bir teması olmamıştır. Bizzat ben şahidim. ‘’ Bu herif benim kalçalarımı elledi?’’ Diye şairimiz hakkında mobbing davası açan kadına sormak lazım. O kalçalar ellenmez de ne yapılır? Hal böyleyken zavallı şairimiz nefsini ayaklarının altına almış ve hiç bir teması söz konusu olmamıştır. Lütfen boyalı basının yalan ve aspargas haberlerine kulak asmayın. Ekmek musaf çarpsın ki şairimiz masumdur. Bir temas kesinlikle söz konusu değildir.

METİN VE ZİHNİYET:

Metin'i iyi tanırım. Herifin zihniyeti fena halde bozuktur. O bakımdan belediye başkanlığı seçimlerinde sakın oy filan vermeyin gavata. Bunun babası da böyleydi. Herif ‘’ Ben seçilirsem şehrimize Deniz getireceğim’’ dedi. Biz de oyları ona verdik, herif seçildi. Sonra ne oldu? Gitti Denizli’den Deniz adında bir hatun getirdi. Ondan sonra al takke ver külah bu Deniz’le…

Oğlu Metin de babasının kopyası ‘’ Oylarınızı bana verin ağzınızın içine tuvalet yaptıracağım’’ Demesinden belli herifin zihniyeti.

Kısaca Metin denen herifte zihniyet denen şey nanay. Aman gözünüzü seveyim. Oy moy vermeyin o herife.

ŞİİR VE GELENEK:

Şiirimize tekrar dönecek ve bu şiirin nasıl bir geleneğin ürünü olduğuna bakacak olursak karşımıza tek bir gelenek değil pek çok gelenekler çıkar. Mesela:

1- ‘’Ben yüreğimden dökülenleri yazıyorum’’ Geleneği: Bu yepyeni bir gelenek olup şairler genelde popolarından dökülenleri yazmaktadır. Bu gelenekte ise bir başkaldırı, isyan söz konudur. Popodan dökülenleri yazmak kolay. Sıkıyorsa yüreğinizden dökülenleri yazın da görelim.

2- ‘’ Şiir, siz ondan ne anlıyorsanız odur’’ Geleneği: Bu gelenekte ‘’ Ben bir mok anlamadım.’’ Diye bir şey söz konusu değildir. Bir mok anlamadıysanız mutla iki mok, üç mok, dört mok anlamak zarureti vardır.

3- ‘’ Ben kalıplara sığmam ‘’ Geleneği: Evet yani. Şiir ayakkabı mı ki kalıbı olsun değil mi efendim?

4- ‘’Şiir kural tanımaz’’ Geleneği: En sevimli gelenek işte budur. Tüm diğer şiir geleneklerini yerle yeksan eden bu gelenek ile artık okuduğunuz bir gazete köşe yazısından şiir tadı almanız mümkün hale gelmiştir.

Sokuşturun cebinize bir şiir ondan sonra dalın trafiğe ve kırmızı ışıkmış, yeşil ışıkmış sallamayın. Sigara içilmeyecek yerlerde yakın sigaranızı rahat rahat. Beyaz donla denize girmenize ‘’Hanzoluk’’ Diyenlere kapı gibi şiirinizi gösterin. Çünkü şiir kural mural tanımaz. Vitesi beşe alın basın gaza köküne kadar.

DİL VE ANLATIM:

Gördüğünüz gibi Lükresya adlı şiirimizin dili oldukça yalın ve sadedir. Şairimiz oldukça duru, akıcı, berrak bir dil kullanmış olup bu dilde sadece ve sadece minereller vardır. Ph derecesi ise 7.8 civarındadır. Asla ve kat’a kabızlık yapmaz.

ŞİİRİN ANA FİKRİ:

Şairin anasının bu şiir hakkında hiç bir fikri yoktur. Zaten rahmetli olduğu için herhangi bir fikir beyan edecek durumda değildir. Ancak şairimiz sizler için bin bir zahmete girip bu şiir hakkında bir ananın görüşünü almak üzere taa İngiltere’ye kadar gitmiş ve Ana Kraliçe Elizabeth’e ‘’ What do you thing abaut this poem?’’ diye sormuştur. Yani ‘’ Bu şiir hakkında ne düşünüyorsunuz?’’ Diye sormuş ve cevap olarak ‘’ What is this?’’ cevabını almıştır. Yani Ana Kraliçe şiirin perfect olduğu yolundaki kanaatlerini oldukça veciz bir şekilde ifade ettiği gibi İngiltere’de her yıl düzenlenmekte olan ‘’ The Lord of the Rings’’ Ödülünü bu yıl şairimize takdim etmiştir.

ŞAİRİN HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ:

Şair 1954 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir ama nüfus cüzdanında doğum yeri Kağızman olarak yazar. Kağızman’ı hayatında sadece bir kez 9 yaşındayken görmüş olan şairimizin babası Kağızmanlı, annesi Sürmenelidir. Hayatının otuz üç yılı öğretmenlik dolayısıyla yurdun muhtelif illerinde(Antalya,Batman,Kocaeli,Afyon, Muğla) diğer yarısı İstanbul’da geçmiştir. Dolayısıyla belirli bir memleketi yoktur.

On beş sene sürmesi gereken tahsil hayatını on sekiz senede zar zor bitiren şairimiz bekar ( Daha doğrusu dul) ve biri kız olmak üzere dört Kangal ( yani evlat ) sahibidir.

Çeşitli  Edebiyat platformunda iş bu yazı dahil pek çok yazı ve şiiri kayıtlı olup başka da bir haltı yoktur. Yani hali hazırda kitapsızlar sınıfına dahildir.

Edebi kişilik olarak ele aldığımızda damarına dokunulmadığı, nasırına basılmadığı sürece oldukça edepli, efendi bir adamdır. Amaaaa. Yanılıp da damarına basarsanız bir edepsizleşir, bir mendeburlaşır ki ne siz sorun ne ben söyleyeyim.

Haa bir de sabah yataktan kalkıp bir ya da iki bardak çay içip üzerine bir de sigara yakmadan bu herife sakın yaklaşmayın. Hatta ceza sahasına girmeyin. Çünkü o anlarda tamamen ayrı bir kişiliğe bürünür. İnsana dönüşmesi ve belirli bir kişiliğe bürünmesi için az zaman tanıyın ona. Ramazan aylarında iftara bir saat kala da yine yanında, yöresinde zuhur etmemeniz menfaatiniz icabıdır.

Evet…Bir şiir tahlili nasıl yapılır böylece öğrenmiş oldunuz. Bu kıyağımı da sakın unutmayın.

HER NE KADAR SÜRÇ-Ü LİSAN EYLEDİYSEM AFFOLA.

( Şiir Tahlili İdrar Tahliline Benzemez. Öğrenin De Gelin--2. Bölüm-- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 6.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu