Serbest Kürsü / Sohbet

Eklenme Tarihi : 12.10.2024
Okunma Sayısı : 459
Yorum Sayısı : 11
BİLAL-I HABEŞİ (R.A)

Köle olan Hamâme (annesi) ve yine köle olan Rebâh'ın (babası) oğulları olan Hz. Bilal miladi 581 yılında Mekke'de doğmuştur. O günki Mekke hukukuna göre anne ve babasına nisbetle kendisi de köle statüsündeydi. İlk müslüman olan yedi kişiden birisidir.Hz Ebukekir vasıtasıyla İslam'la müşerref oldu.

En azgın İslam düşmanı Umeyye bir Halef'in kölesiydi.

Efendisi O'nun müslüman olduğunu öğrendiğinde dininden vazgeçmesi için  öğlenleri güneşin en hararetli olduğu vakitler kızgın kumların üzerine çıplak bir şekilde yatırır, göğsüne kaldıramayacağı ağırlıkta koskocaman bir kaya parçasını koyar ve Lat ve Uzza'yı kabul etmesini Muhammed'in dinini inkar etmesini isterdi. Bilal de her seferinde
-Allah bir, Allah bir" diyerek Umeyye'nin o teklifini asla kabul etmezdi.. Bazan da çıplak sırtına demir zırhlar giyindirir. Yine çöle götürürdü. Bir taraftan güneş, diğer taraftan kızgın kum,ve kızgın demir zıh, mübarek vücudunu yakar, yakar, dağlardı. Her seferinde Umeyye Muhammed'e hakaret etmesini Lat ve Uzza'ya dönmesini ister. ,"Eğer dediğimi yapmazsan bir lokma ekmek ve bir yudum su vermem , ölünceye kadar bu işkenceye devam ederim"derdi. O ise her seferinde "Allah birdir, Allah birdir" diyerek asla Allah ve Resulünü inkar etmez,putları lanetlerdi.

Yine işkencelerin devam ettiği bir gün Hazreti Hatice'nin akrabası Kureyş'in alimlerinden Varaka bir Nevfel yanına gelerek "Allah bir Ya Bilal. Allah'a yemin ederim, eğer O'nu öldürürseniz O'nun kabrini kendime ziyaretgah yapacağım" demiştir.

Bazan da Umeyye bin Halef,  Hazreti Bilal'in boynuna bir zincir takarak veya bir ip bağlayarak O'nu Mekke sokaklarında dolaştırır, çocuklara taşlattırırdı. O bunların hiçbirisine aldırış etmez sadece sonsuz bir sadakat ve iman ile "Allah bir, Allah bir "derdi.

Bir gün çölde işkencelerin en ağırına tahammül etmeye çalışırken Hazreti Ebubekir geldi ve Umeyye'ye
"Bu zavallıya eziyet ederken hiç Allah'tan korkmuyor musun? bu işkenceler ne zamana kadar devam edecek?" dedi Umeyye "O'nu sen bu hale düşürdün. Aklını çeldin. Muhammed'e tabi kıldın. Şimdi gördüğün şu eziyetlerden kurtar bakalım" dedi.
Bunun üzerine Hazreti Ebubekir "Bende Bilal'den daha güçlü ve kuvvetli, hem de senin dininde olan siyahi bir köle var. Bilal'e karşılık onu sana vereyim sen de Bilal'i bana ver teklifinde" bulundu. Müşrik bu teklifi daha karlı gördüğü için kabul etti. Böylece takas yoluyla Hazreti Bilal Hz. Ebubekir'in kölesi olmuş oldu. O da alıp O'nu bağrına basarak kölelikten azat etti.

Buhari'nin naklettiğine göre Hz. Ömer bu olayı kastederek "Ebubekir efendimizdir, efendimiz Bilal'i azat etmiştir" derdi.

Peygamber Efendimizin (sav) yanından hiç ayrılmadı. Bütün seferlerine iştirak etti. Peygamber Efendimiz'in öğrettiği şekilde ilk ezanı O okudu. Efendimiz'in devamlı müezzini oldu. Sabah ezanına "Essalatü hayrün minennevm "ibaresini ekledi. Allah Resulü de bunu tasdik eyledi.

Hazreti Ömer'in hilafeti zamanında Medine'den ayrılarak Şam'a gitmiş ve birçok fetihlere katılmıştır.
Atmış küsur yaşında vefat etmiş, Şam'da bulunan Babüssagirdeki kabristana defnedilmiştir.

Allah şefaatına nail eylesin bizleri

TATLI  AMA HÜZÜN DOLU BİR HATIRA

Hazreti Bilal, Efendimiz'in vefatından sonra O'nun hasretine dayanamayarak Medine'yi terketti. Çünkü Medine'de nereye varsa hep O'nun hatirası canlanıyordu gözünde. Yıllarca Şam'da kaldı. O diyarlardaki İslam fetihlerine katıldı. Bir gün Allah Resülü'nün kabrini ziyaret amacıyla Medine'ye geldi. Hem hasret giderecek hem de arkadaşlarını görecekti. İlk iş olarak O sevgililer sevgilisinin kabrine uğradı. Öptü, kokladı o mübarek toprağını. Hasretini giderdi. 
Bilal'in Medine'ye geldiğini haber alan sahabi O'ndan tekrar bir ezan okumasını istediler O ise ,O sevgilinin vefatından sonra açıktan hiç okumamıştı. Kabul etmedi. Bu hüzüne dayanamam diye. Hiç kimse okutamadı ezanı Bilal'e. Sonunda Allah Resulü'nün gözbebekleri mübarek torunları Hz. Hasan'la, Hz. Hüseyin'i gönderdiler. Onları kıramadı. Mescid-i_ Neveviye geçerek öğlen ezanını o yanık ve içli sesiyle okumaya başladı. Birden Medine çalkalandı. Ezan sesini duyan kadın erkek, çoluk çocuk, yaşlı genç bütün Medine halkı mescide koşuştular. Sanki Allah Resulü aralarında da Bilal onları namaza çağırıyormuş gibi gelen bir huşu ile oturdu ezanı dinledi. O sevgililer sevgilisini, O'nunla olan binlerce muazzez hatırayı hayal ettiler. Ezan bitinceye kadar gözyaşları sel oldu gitti.
Bilal'in okuduğu bu ezan da son ezan oldu. Bir daha okumadı.

Devam Edecek

( Allah Resulü'nün Ve Sahabenin Allah Yolunda Çektiği Eziyetler-4- başlıklı yazı Nuri Baş tarafından 12.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu