Gidişimin üçüncü yılından,
Sesleniyorum sana.
Yüreğimde, bir sızıyla uyandım,
Yine bu sabah.
Resmin hala başucumda duruyor.
Gülen gözlerin, günaydın diyor,
Sanki bana…
Uyanmış olmalısın mutlaka,
Ayna karşısında saçlarınımı tarıyorsun.
Tarak benim ellerim.
Şefkat ile tut, sevgiyle tara,
İncinmesin tellerin…
Pencereni aç, uzaklara bak.
Gözlerini kapat, rüzgârı dinle,
Bir günaydın gönderdim sana seherin yeliyle.
Öyle bir nefes alki,
Ben dolayım, ben dolayım ciğerlerine…
Benim için bu gün, mavi gömleğini giy,
Olur mu.
İki kişilik hazırla kahvaltıyı.
Kahvaltı senden, bol köpüklü kahve,
Benden olsun.
Beni karşında düşün, diyemiyorum bile.
Orda olmamı isteseydin,
Gitmeme izin vermezdin.
Hala gül lokumunu seviyor musun?
Seviyorsundur tabiki…
Şimdi küçük bir kuş olup, konsam,
Pencerene.
Seyretsem seni doya doya,
Kaybolsam gözlerinde.
Gözlerinden seyretsem dünyayı.
Karşı komşun olsaydım mesela.
Sabah giderken, akşam döndüğünde,
Selam versen gülümseyerek…
Bu gün bin doksan beşinci günaydınımı,
Yazdım sana biliyor musun?
Cevabı gelmeyen, bin doksan beş,
Günaydın.
Merak etme seni suçlamıyorum,
Çünkü hiç birini göndermedim.
Seni uzaktan sevmeye devam,
Ediyorum…
Günaydın cennetim,
Belki şu an çok uzaktasın,
Belki nefesini hissedemiyorum.
Dokunamıyorum.
Ama seni çok seviyorum.
Günaydın cennetim, günaydın..
…….Meryem Keskin…….
…….14.10.2024………..