Ben, gönlümün sahilinde karşılaştım,
Seninle.
Biraz yorgunluk,
Birazda kırgınlık vardı sözlerinde.
Kendi kendine konuşup duruyordun.
Kavga ediyordun sanki,
Yüreğine yük olan geçmişinle.
Sövüp sayıyordun,
Alayının gelmişine geçmişine.
Pervasızca savruluyordu,
Dudaklarından kelimeler.
Senin lügatin de olan,
Benim anlamını çözemediğim kelimeler…
Denizi taşlıyordu ellerin.
Attığın her çakıl taşına,
Bir anlam yüklüyordu kederin.
Ben, birkaç adım geriden,
Seyrediyordum seni.
Hem paylaşmak, azaltmak istiyordum,
İçinde biriken bu öfkeyi.
Hem de korkuyordum,
Ya kırarsa, incitirse diye beni…
Yavaşça kalktım oturduğum yerden.
Ürkek adımlarla yaklaştım sana.
İçimde garip bir korkuyla dokundum,
Omzuna.
Önce, korkudan titreyen elime baktın,
Sonra gözlerime.
Bir çift kahverengi göz dokundu, gözlerime
Bir anda durgunlaştı dünya.
Sessizlik çöktü üzerimize.
Sanki fırtına dinmiş,
Sükunet çökmüştü yüreğine…
Güneş veda ediyordu gündüze.
Ay masum yüzüyle selamlıyordu geceyi.
Yıldızlar göz kırpıyordu bize.
Dalgalar vurdukça,
Çıplak ayaklarım yıkanıyordu.
Dalga sesleri, aşkı fısıldıyordu kulağımıza.
Oysa, ben sadece.
Usulca dokunmuştum omzuna…
Bir çift kahverengi göz dokundu gözlerime.
Ben gönlümün sahilinde karşılaştım,
Seninle.
Bir güvercin uçurduk gökyüzüne.
Ve bir cemre düştü yüreğimize.
Bahar oldu mevsimin adı.
Sonrası, sonrası bir garip hikaye işte.
Bir garip hikaye…
……Meryem Keskin……
……12.10.2022…….
Yazarın
Önceki Yazısı