GERÇEK ANI

Efendim madem Sami hocam bir anı paylaştı bizde okuduk, tabi doğal olarak 
eski anılar birden zirve yaptı şaha kalktı bundan dolayıdır ki ben de yaşanmış
bir anımı siz değerli gönül dostları ile paylaşmak istedim.

Efendim bundan yaklaşık on beş yıl önce adına artık görücü usulü mü dersiniz yoksa birinin
aracı olması mı dersiniz karar sizin.Bir kız ile tanıştım daha doğrusu tanıştırıldım.
Tanıştırıldım derken yeğenim aracı oldu yeğenimin tanıştırdığı kızın ablası yeğenimin 
arkadaşıymış Ankarada oturuyorlar. Tabi bir gün sohbet ederlerken konu dönüp dolaşıp 
evlilik mevzusuna gelir.Yeğenim de der ki benim dayım var bekar gemilerde çalışıyor
madem senin kardeşin de bekar onları tanıştıralım.Tabi yeğenim bana sordu bende olur dedim
tanışmaktan zarar gelmez arkadaşı da kardeşine sormuş o da olur verince bir telefon trafiği başladı haliyle
Tabi o dönemlerde akıllı telefonlar bu kadar akıllı değil olsa da yaygın değil yani herkeste yok 
bende de mevcut değil neyse gemideki üçüncü kaptanımızda varmış Allahtan onun telefonu ile mesıncır üzerinden
resim alış verişi oldu ben onu beğendim o da beni sonra bu macera başladı.Lakin başladı başlamasına da 
ben gemideyim o karada nasıl bir araya geleceğiz sadece telefonda uzun süre konuştuk açıkçası bir birimize 
aşık olduk yada öyle zannettik bilmiyorum.Neyse aradan altı ay geçti ben izine ayrıldım bir yanım bu görüşmeye karşı
diğer yanım görüşmekten yana yani karasızım tabi bunu kıza söyledim söylemesine de kız başladı ağlamaya telefonda
abartısız tam dört saat konuştuk ve sonunda beni ikna etti.Bu arada ağbeyim onun bulunduğu şehirde görev yaptığından,
bende Ramazan Bayramı Arefesinde hem Bayram ziyaretini bahane ederek hemde onu görmek ve istemek için tüm hazırlığımı 
yaptım düştüm yola ver elini Adana çünki kızla öyle anlaştık yani ailesinin haberi yokmuş sonradan söylemiş.
Neyse biz Abi kardeş ve yengem onlara gittik hoş beş tanışma faslından sonra ben hava almak için az dışarı çıktım 
dönüşte baktım ki yengem ilk defa gittiği ve gördüğü insanlarla kırk yıllık tanıdık gibi can ciğer kuzu sarması olmuş
madem gençler birbirini görmüş beğenmiş ver gitsin dedi kızın annesine tabi ortalık bir anda buz kesti 
ben araya girdim neyse biraz havayı yumuşattım sonra kalktık ve geçtik evimize ertesi gün beni tekrar eve davet ettiler
bu defa yalnız gel dediler neyse gittim tabi onlardan özür diledim yengem adına onu da anlayışla karşıladılar 
Kahve faslından sonra kızın annesi denizci olduğum için kızı vermeye pek sıcak bakmadı neyse bende bu iş bitti diye
tası tarağı topladım ver elini istanbul moralim bozuldu tabi canımda sıkıldı.Aradan bir hafta geçti ben hiç aramadım
neyse bir gün evde otururken telefon çaldı baktım o arıyor sesi kötü morali bozuk neyse bir süre daha konuştuk 
bu arada ben tekrar gemiye çıktım yine araya ayrılık ve mesafe girdi tabi gözden ırak olan gönülden de ırak olur misali 
unutuldum yada öyle zannettim bu arada aradan üç yıl geçti 2012 yılında şiir yazmaya başladım şiirlerimi faacboktan paylaştım
tabi isim vermeden sitem şiirleri havada uçuşuyor.Günlerden bir gün evde otururken özelden mesıncır üzerinden bana bir mesaj geldi
tabi kim olduğunu bilmiyorum ben cancan dedi tekrar konuşmak isterseniz konuşabiliriz sizli bizli konuşuyor 
cancan deyince anladım onun olduğunu yalnız ben hitab ederdim ona cancan diye canımın canı anlamında meğer sekiz ay önce bana 
faceboktan arkadaşlık göndermiş tabi isim başka resim başka bende şair arkadaşlardan biridir diye hiç önemsemedim
çünkü bir çok hanım arkadaşım var ve kimisini yakınen tanırım kimini sadece sosyal medyadan ve hiç birine özelden 
mesaj yazmadım yazmam da dediğim gibi ilk mesajı atan oydu ve beni takip etmiş tüm yazdığım şiirleri okumuş ne hayırsızlığım 
kaldı nede vefasızlığım dedi ve ardından biz bunu hak ettik dedi Allah var tek kelime etmedi yani kızmadı meğer unutulmamışım 
neyse aradan yine epey bir süre geçti kopukluk oldu ben yine sefere çıktım bir cumartesi günü yeğenimi aradım tabi onu da sordum 
dayı evlenmiş dedi Allah mesut bahtiyar etsin dedim yolu bahtı açık olsun önce hiç bir şey olmamış gibi sıradan bir şey gibi 
gelse de bana ertesi gün bir dokundu ve o gün ağladım beni arayıp evlendiğini söylese pek dokunmayacak belki,başkasından 
duyunca olanlar oldu. Ne yapalım kısmet değilmiş.
Yani demem o ki kendime her ne kadar şair demesem de naçizane bir şeyler karalamaya çalışıyorum ve bu yazdıklarımın bir çoğunu belki de
ona borçluyum hani derler ya sevip kavuşunca vuslat kavuşamayınca hasret olur ve gönülden kaleme dökülür vesselam.

Neyse aradan 15 yıl geçti Allah mesut bahtiyar etsin inşallah bir ömür çünkü mutluluğu en çok hak eden o.

Murat ÖZDEN 

( Gerçek Anı başlıklı yazı Çerkezoğlu tarafından 28.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu