Sıcacık Bir El
99’da üç yaşındaydı depreme yakalandığında
Ne olduğunun farkında bile değildi.
Buz gibi betonların arasında iki gün bir başına kalmıştı
Karanlıklarda bir başına ağlamış, sesi kısılmıştı.
Elini tutan sıcacık bir el, ona yeni bir dünya bağışlamıştı.
Gözlerini açtığında asla unutamayacağı birçok yüz onu bekliyordu.
Herkesin yüzünde bir tebessüm vardı,
Kaybettiklerinden habersiz bir an kendisi de gülümsemişti.
Kimsesizdi belki ama artık yalnız değildi,
Ona gülümseyen sıcacık yüzler onu hayata bağlamıştı,
Sımsıkı tutunmuştu yaşama.
Yıllar gelip geçmişti…
24 yıl sonra yine aynı kaderi yaşıyordu.
Kaderi ile bir iç hesaplaşmaydı bu,
99 da gülümseyen yüzler canlanmıştı gözlerinde,
Durum farklıydı,
Kader ona gülümsetebilme fırsatı sunmuştu.
Aklından çıkmamıştı ona uzatılan sıcacık eller,
Enkazlar arasında yıllar önce kaybettiklerini arıyordu sanki
Betonların arasından sarkan demir parçaları örümcek ağları gibiydi.
Eline aldığı demir makası ile bir bir kesiyordu buz gibi demirleri,
Hava soğukluğuna aldırış bile etmiyordu,
Molozları temizlerken elleri titriyordu, üşüyordu.
Duyduğu bir ses, içini ısıtıyordu.
Bütün çırpınışları, o sese ulaşmaktı.
Nihayet tutabilmişti minicik bir eli.
24 yılın bütün özlemlerini giderir gibi sımsıkı sarılmıştı
Buz gibi minicik el bir anda ısınıvermişti.
Göz göze geldiğinde tutamamıştı kendini,
Gözleri dolmuştu, gülümsemişti,
Gülümsetmeyi becerebilmişti.
O gün anlamıştı, insanı hayata bağlayanın sıcacık bir el olduğunu…
(
Sıcacık Bir El başlıklı yazı
Mehmet Sıddık KAYA tarafından
5.11.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.