Işığın Fısıltısı

Ziynete olan şevkimi kırdı istilan.

Şaşırttı bir zalimi öyle kolayca ihyan.

Bulamazsan kalacak bir han

Hanısın bu faninin.

Sığ göğünde müstahaktır uçman.

 

“Unutma, derdim de;

Hatırlatmadan duramam zaten ben de.”

Deyip seni mesut etmeye

Çalışma irademi aldın gönderdiğinde

Görkemli huzurundan o karanlık gecede.

Senden bile karanlık, belki benden bile.

 

Biliyordum ömrümün anne karnında geçmeyeceğini.

Ama nereden bileyim neferlerin bu kadar çok dayak yediğini,

Kırmızı ışığı geçmesem bile ceza yiyebileceğimi.

Her ikazda istop ederdim. Artık sanmıyorum

Bir daha hareket edebileceğimi.

Zannettim bazı kılıçların ıskalayabileceğini.

Sonradan şahit oldum o kılıçların

Koruyucu muskayı da korunan narin boyunları da

Kesip biçtiğini.

 

On günlük müydü itikâfın, yüzünle sobelemen

Her kaçamak bakışımı.

Suni gazla mıydı ateşlenmen?

Makul bir açıklama mı

Ateşin sönmesi için, nefeslenememen?

Demek ki göz için elzem güneşin tılsımı.

Baksana, açık gözle kör arasında fark kalır mı,

Olmadığında o ışığın fısıltısı?

 

 

( Işığın Fısıltısı başlıklı yazı travis--bickle tarafından 6.11.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu