Güneşlerin Ve Suların Çiçekleri
Türk'tük Kürt'tük 
Aleviydik Sünniydik

Tohumduk daha her birimiz bir çeşit
Saksıda ayrı olurduk pencere kenarında
Bağırlarından salmıştı bizi ailemiz tene tane

Sınıflar ilkyaz bahçesiydi
Duvarların alnından hep düşerdi cemreler
Önce çakır gözlü paşa 
Sonra kurtuluş çığlığı
Sonra gençliğe haykırış

İçeri ziliyle filizlenirdik
Asil kan et ve kemik olurduk
Sıralarda goncalarımız patlardı

Bizim güneşlerimiz kravatlıydı 
Cümle kurmayı öğretmek için ışıklar sancılanırdı

Bizim ırmaklarımız uzun saçlıydı 
Edebiyatı hayayı kardeşliği
Milli birliği öğretmek için şırıldardı

Sevgiyle eş olan
Güneşin sıcaklığı
Suyun derinliği
Hayatın ikiz gerçekliği
Aşındırırdı sınıfın kapısını
Ruhumuza sinerdi ateş ve berraklığın ruhu

Bir mucize olurdu
Fotosentezi hatırlardı tahta sıraların ilikleri 
Aslına dönüp yeşerirdi
Gök çağırırdı ama
Kuşlar çamların dallarına ilişirdi

Büyümüştük artık sığamazdık sınıflara
Dağlara tırmanırdık
Kimimiz yamaçta gelincik
Kimimiz zirvede kardelen 
Ülkemizin ovalarında lale nergis sıklamen

Güneşler ve sular tenlerini okşamak için 
Hala çiçeklere koşuyorlar 
Arkalarında gümüşten ayak izi
( Güneşlerin Ve Suların Çiçekleri başlıklı yazı Kazım Gök tarafından 11/23/2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu