Bizim hiç yüksek pencereli evimiz olmadı...
Parlak mermerli kıymetli mutfağımızda olmadı...
Açınca odamın camını ...
Bizim Nazlı' nın sadırları kokardı...
Ambarda ki çuvalları doldur gız derdi ağabeyim...
San ki ben kölesiydim beyefendinin
Gün doğuşu götürürdüm bizim Nazlı ve yavuklusunu otlatmaya...
Onlarında suratlar beş karış çemkirirlerdi bana..
Bizim Nazlıda binbir çeşit hava...
Etrafında pervane yavuklusu Murtaza...
Ahada geliyor lafçı Duriye abla...
Allahım sabır taşım çatlayacak...
Selam vermezsem bizim duriye kuduracak ...
O hızla tuttum bizim bağ evinin yolunu..
Benim fukara lastikler yine yerle bir oldu...
Akşam oldu , babam muhteşem köşesinde ...
Çok yorulurdu kazma kürek sallamaktan bahçede .
Annem dellenirdi...
Güneşte çok kalınca kellenirdi.
Doldururdum şıngır mıngır bizim cam bardakları.
Ağabeyim bir dikişte bitirirdi tavşan kanı çaylarımı...
Huysuz gibi yapışırdı minderin dibine...
Ayrıldı ağzı bir karış , esnediķce...
Babama dedim ,benim lastikler ne olacak ?
Haydar 'ın dükkanında var .
giyiver birisini ,dedi ne olacak...
Topuklu topuksuz ...
San ki önü açık sandalet ...
Yahu bu babam beni deli edecek...
Fısır ,fısır kısıl ,pusul...
Annemde oturduğu yerde uyuklar durur...
Dedim benim lastikler ne olacak ?
Sabah bizim nazlıyı kim sağacak?
Kalk dedim kalk ,Asya delirme yine...
Herkes bir alem bizim bu köyde..
Gül Asya Alan✍