Sözün Eri
Kibrit çakma, şimdi göğüm yanacak,
Göğüm yanar iken, içim donacak,
Bülbül beklesem de, baykuş konacak,
Yar diye sardığım, hep çıktı ağyar !
Eğ dalımı, kem gözlerden sakla yar...
Yağmur ıslatmıyor, güneş yakmıyor,
Neden sular hendeğine akmıyor ?
Kaç kez denediysem, falım çıkmıyor,
Yakam da kalırken yarin elleri !
Talihim bozuyor tüm büyüleri ...
Bir gelecek umdum, yonca yeşili,
Bak dışarda kaldı çiçeğin dili,
Var mıdır sözünde duran sevgili ?
Günden güne artar, gönül darlığı,
Sözün de kalmadı bir ağırlığı !...
Hayatımız hergün düşerken net’e,
Sözleri bağladık şimdi senete,
Nasıl dayanırdım son ihanete ?
Senet, sepet senin olsun al da git !
Sözün eri, çıka gelir bir yiğit ...
Ömrüm bitecekte, bitmez sürgünler,
Ay parçalı düşer, gümansız günler,
Zennesiz, çalgısız kalan düğünler,
Tek dileğim kaldı, n’olur sen anla,
Beni köçek yapma, arsız zamana !...
Ateş düştüyse de ta içimize !
Sükutumu söz say son kavlimize,
Gün olur yeteriz birbirimize,
Sana büyüyorum, bak sürgün sürgün,
Kırılır feleğin çarkı da birgün !...
(
Sözün Eri başlıklı yazı
HayrettinYazcı tarafından
23.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.