
yarım kalan
düşler gibi yarım kalmıştı sevdam.
dökülmüştü
zamansız gözlerimden damlalar.
gizledim
yüreğime senli anılarımı,
yıllanmış
şarap gibi mayalandı özümde.
sendin yarım
kalan,
sendin beni
için için ağlatan.
sensiz geçen yıllarım
ömre dahil değildi.
seninle geçen her
anım birkaç ömre bedeldi.
yasakladım
hayalini bütün hücrelerime,
yasakladım sol
yanımı seni soran dillere.
hani olurda
bir gün aklıma düşersin diye,
siliverdim tüm
izleri belleğimin içinden.
isyan ettim
şarkılara;
‘’Unutmam asla
seni ‘’sözleri de yalandı.
bulduğum her
kağıda binlerce defa yazdım.
‘’unuttum’’,
‘’unuttum seni’’
diye.
belki de,
beynimin
karanlık dehlizlerine saklanmıştın gizlice.
kim bilir?
bilir misin
sen?
ölümüne bir
sevdanın ‘’artık yasak’’ denmesini.
kurulan
hayallerin,
yaşatılan tüm
umutların yok sayılmasını.
şimşekler çakarken
yüreklerin içine,
yıldırımlar düşer
beyin hücrelerine.
sol yanını
saran iflah olmaz sancılar,
ince bir sızı
olur yıllar boyunca sürer.
seneler geçse
de yasak asla değişmez.
müebbet miydi
ceza?
bilir misin
sen?
böyle bir
yaşamı kim seçer?
kim katlanır böylesi
tufanlara?
ölmek en
kolayı olurdu ancak;
unuttum
sandığın bir cümle,
beyninin kuytu
köşelerinden isyan eder duygularına.
dikilir karşına
düştüğün her çıkmazda;
‘’belki bir
gün…’’
Mesele
değildi,
ıstıraplar
içinde bir geceyi sabah etmek.
mesele değildi,
güneşin
aydınlığında bile kendine karanlık bir dünya örmek.
mesele,
kendine
kestiğin bu cezayı gülmeyi unutarak ödemekti.
tüm varlığımla
ödedim bu bedelleri.
acaba gülmek
de neydi?
bilir misin
sen?
sana aşık bir
yüreğin yıllar süren içten içe intiharını.
sarılıp bir
kefene geceyi güne katıp,
yatağını mezar
bilip titreyen bedenleri.
bilemezdin
elbet.
bir kez geriye
baktın mı?
cesaret edip
sorguladın mı?
anlamak bile istemedin
sana olan bu aşkı.
merak edip
sorma sakın,
geride bir
isim kaldı bıraktığın enkazdan.
belki de bir
hiç…
sensiz geçen
yılların tamamına değecek,
son bir iyilik
yap bana.
bir gül dik
mezarıma,
goncaları
açarsa bil ki affettim seni.
sende affet
sevgili.
duyarsın bak o
zaman senli çığlıklarımı,
rüzgârların
sesinde.
Mehmet Macit
26.02.2012
Dikili/İzmir