Yalnızlık Kraliçesi

Taşlar yuvarlanmıştı dereye

Münzevi dağların sükutunu bozan

Çoktan kapanmıştı yollar

Ulaşılmazdı inzivaya çekildiğin mağaran

Aşamıyordum yoldaşın engelleri

Birikmişken şaşkın sular

Saplanırdım zehirli balçıklara

Taşardı hem sular hem de özlemim

Çağlayanlar gibi yol almaya,

Maşuk girmemiş yuvana

Yalnızlık kraliçesi…

 

Kutsal bir ayna vardı elimde

Hatırlatacaktım unuttuğun yüzünü

Mehtaba nefes aldıran;

Hatırlatacaktım hazinelerini

Yalnızlığın dehlizlerinde tozlanmış

Yıldızlara yol gösteren…

 

Toplanırdı tüm ışıksızlar

Mağaranın önünde

Görmek için ışık membasını

Karanlığın tahtı vardı yüreğimde ise

Aydınlığın lütfunu bekleyen

Yalnızlık kraliçesinden…

 

Yuvarlandı zaman, yaşlandı tabiat

Değişirken her şey

Deveran etmedi seni bekleyişim

Mağaranın önünde,

Nurani alemlere geçit kılınmış

Yalnızlık kraliçesi…


( Yalnızlık Kraliçesi başlıklı yazı yusuf-kazak tarafından 18.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu