Tefekkür
ederdim her yaz;
Dut
ağaçlarındaki kozalar mı daha sağlamdı
İpek böceklerinin
eseri;
Yüreğimdeki
şaheser sevdan mı
İlmek ilmek ördüğüm?
Güneş mi
renk verirdi dutlara
Yoksa meyve
dudakların mı?
Tırmanırdım
dut ağacına,
Gelince
hasat zamanı
Epey
olgunlaşmış aşkınla;
Bir türlü
hasat edemediğim.
Bulardım
dişlerimi kara dutlara,
Mevsimleri
aşan kara sevdanla,
Zerrelerime
sirayet etmiş.
Boyanırken
yanaklarım al lekelerle
Alaca olurdu
bendeki aşk duvarın.
Ne lekeleri
çıkardı dutların ellerimden
Ne de
sevdanın izleri gönlümden
Basarken
dallarına dut ağacının;
Cereyan
ederdi derinlerimde
Çocuksu
ürpertiler;
Korkardım
kırmaktan hem ince dalları
Hem de zarif
sevdanı;
Kalbimin
bahçesinde büyüttüğüm…
İnmek
istemezdim dut ağacından
Gelip çatana
kadar kış;
İnmek
istemezdim aşk ağacından
Bahardan
başka mevsim görmemiş…