
Şahit
Doğdum, elim topak, işaret
parmağım dikilmiş arşa yukarı. Şahadet ettim. Şahit oldum doğduğuma. İlk nefes;
fanilikten ölümsüzlüğe sevk eden acı bir zevk olan ilk nefesimi çektim
ciğerlerime, helal mi haram mı bilmeden ve şahitlik ettim yine parmağımı göğe
dikerek. Sonra ilk bakış; perdeler gibi çekildi gözlerimin üzerinden göz
kapaklarım, annemi arar oldum, nerede bu kadın? İlk giysime sarıldım ya da ilk
kefen; kundak. Sıkı sıkı sarıldım bir çaputa ve hala göğe bakıyor parmağım
şahadetin içinde. Sonra bir sıcak ten sarıyor bedenimi; annem. İlk öpücüğümü
aldım, buna da şahidim. Göz ardı edemiyorum gördüklerimi, koca bir ömür
parmağımın ucunda dönüyor. Sonra bir bedenle yeryüzüne ilk adımımı attım ve
bunun adına da şahitlik edip parmağımı kaldırdım yukarıya “ Şahidim Ya Rab!”
dedim, nidamla göğü yararak ve şahadet ettim, parmağımı göğün göğsüne vurarak.
Sonra zaman aldı beni benden. Kilometreleri aşar gibi geçtim ömürden. Şimdi
şahit olduğum anlar ve anılar gözlerimde. Doğuma şahit oldum ben, yürümeye
şahit oldum. Yemeye – içmeye, konuşmaya şahit oldum. Aile olmaya, bağ kurmaya,
sevmeye, sevilmeye şahit oldum. Nefrete, kine, öfkeye şahit oldum. Büyümeye,
gelişmeye şahit oldum. Gençleşmeye, yaşlanmaya şahit oldum. Gülmeye ve ağlamaya
şahit oldum. Yaşamaya ve ölmeye şahit oldum ve hala dimdik parmağım. Şahadetimi
tamamlıyor eksikliğim. Gördüklerim, duyduklarım, konuştuklarım ve dahi içinde
bulunduğum her şey... işte bunlar şahit olduklarım. Şahit ise başını arştan
indirmeyen, şahadet parmağım. Bir şahidin şehitliği bu satırlar ve bir şehidin
şahitliğidir bu yazıtlar. Ben şahit oldum, sizde olun. Parmağınız arşı,
adımlarınız arzı titretsin şahadetinizle.
Tufan Aslan
@tufanaslannn