Pişmanlıklar içinde titreyerek elini,
Başına koyup dalma, iş işten geçti artık...
O tek tek ağarttığın, saçlarının telini,
Bir bir koparıp yolma, iş işten geçti artık..
Yetmedi sana bahar, hep bir fazla istedin,
Hep yeni bir mevsim, kışı yazla istedin,
Yaşadığın her şeyi, hep bir hazla istedin,
Şimdi gül gibi solma, iş işten geçti artık...
Öldürdüğün sevdamın, utanarak leşinden,
Bahtiyar bir damadı, kıskanarak eşinden,
Al duvağı başında, bir gelinin peşinden,
Bakarak donup kalma, iş işten geçti artık...
Hani sen hep mutluydun, şimdi ıstırap niye?
Yüzüne bakarlarken, belki de bir saniye,
Seni de gerçekten, mutlu sansınlar diye,
Öyle yalandan gülme, iş işten geçti artık...
Bir gülü dalından, hiç yolmadığım gibi,
Koklayarak sevinçle, hiç dolmadığım gibi,
Hüsranın içindeyken, ben bulmadığım gibi,
Sen de mutluluk bulma, iş işten geçti artık...
Aşıklar gözlerine, baktığı zaman dur,
Bir kadın yüzüğünü, taktığı zaman dur,
Vicdanın yüreğini, yaktığı zaman dur,
Hep hayatta kal, ölme! İş işten geçti artık...
Bir yiğitken yıkılıp, bükülürken bileğim,
Göçtü üstüme sema, kırılırken direğim,
Bir gün seversen eğer, Allahtan tek dileğim;
Sevdiğine yâr olma, iş işten geçti artık...