Geçiyor ömrüm
Tutamıyorum
ellerinden
Aklımda dün, ellerimde bugünüm,
Yarınları bir meçhul
gönlümün
Yaşayamadığım ne
varsa emellerimden
Ümit etmekten
yoruldum
Kulaklarıma ilişen
nahoş cümleler yüzünden,
Huzur bahçelerimden
ısrarla kovuldum
İnsanların
düşünmediği gittiğini nereye kelimelerini,
Ardı sıra dizip kapı
önü etmekten yorgunum
İçimden taşan çığlıklarım
Şahidi sessiz
duvarlarım
Mümkünken mümkün
kılınmayan ne varsa
Müsebbiplerine ahım
feryadım
Bendeniz yirmi dokuzumdan
gün aldım
Bir yaşı daha bin yaş
saydım
Sebebi furyasıdır
insanoğlunun,
Riyasının, yalanının,
zaaflarının
Dile gelmiyor kimi yorgunluklar
Gayretinde olsan da
Onulmaz kimi yaralar
Kabuklarını soysan da
Atamazsın heybenden
bir yaş
Geçirmiş olmayı
arzulamasan da
İnanan için bu yol kaygı,
pişmanlık ve gam
Mümine yok fani
dünyada sürur-ı müdam