Dost acı söyler, sözleri yüreğinden gelir
Görmek istemez
Dostunun yalnızlığa döşenmiş gri fotoğraflarını…
Ey can girdiğin yol değil dikenli bir dağ patikası
Tuttuğun uzun erimli güzel bir yol değil.
Başında esen temmuzların toz kaldıranı,
Yeri göğü birbirine katan bir yel değil
Muhkem kalelerin altını oyan bir sel değil
Dağları yerinden kaldıran bir deprem değil
An gelir dağlarına kar yağar
Dişlerin şakırdar üşürsün.
İşte o vakit başındaki yeli görürsün.

Senki kelamı, furkanı anlayansın.
Yaşayansın
Ondan hikmet dolu burhanlar çıkaransın
Bu ruh ile iki han arasında yol alansın
Şimdi yolun neresindesin?
Gelirin, giderin hesaplansın
Korkarım ki perişansın

Geç dünyalık gailesini
Her şeyine karalar çalsın
Bırak ona öykünen kapı eşiklerini
O eşiklere bende olma sevdasına
Değerlerini gözden çıkaranlar yansın.

Uyan ey gönül asli kervanına katıl
Ne eşiklere yüz sür ne de üç beş kuruşa satıl
Sen esenlik diyarına kara bir sevda ile koş
O diyarın onuruyla, o diyarın gururuyla coş

O gönül fatihi, gönüllere şunu haykırıyor:
“Emaneti ehline veriniz…”
Güzellikler bahçesinden gül deriniz
Hak sahiplerinin hakkını tam veriniz
Nefislerinizdeki eksiklerin ipini geriniz.

Günümüz şaşkın ve yaralıdır ey can!..
Kimyası bozulmuş, görevini yapamıyor asil kan
Bin bir hile ile dünyalığa kul olmuş insan
Emaneti ehline verecek basireti seçemiyor
Adalete ihanet ediyor, sıratı geçemiyor
Kendi elleriyle akıbetini hazır eyliyor
Başına gelecek felaketten kaçamıyor.
Şarkın bilgesi İkbal Mevlası’na yalvarır:
“Tanrım kendi müslümanlığımdan
Senin islamına sığınırım…”
Molla Cami ise şöyle haykırır:
“Halkın idaresinde dinsiz bir adalet
Adaletsiz bir dinden evladır…”
Adalet ve halk sevdalılarının asıl dostu yüce Mevla’dır.
Büyük dostluklara gönül koy ey bencileyin gafil
Geç dünya eğleşilerinin cahilane hevesini
Bırak oyalansın üç beş şaşkın, birkaç sefil

Ey gönül, sen sen ol!..
Sakın aynalarda kendini dev sanma
Sağlam tut duruşunu,
Şuurunu yitirip geçici heveslere kanma
Uyan, kendini ve dostluklarını iyi tanı
Gir teraziye, bul ruhunun dehlizinde yatanı
Sana verilen her söze inanma
Kurban olayım satma dostluğunu ve atanı
Satma bir kâğıda ve birkaç pula
Düşün değerleri uğruna kefensiz yatanı
Sağlam tut kulluk rotanı
Sen bilirsin inancının muhkem ilkelerini
Hiçbir şey için kul olunmaz kula
Dost dost diye her gülene sarılma
İyi tart, sağlam tut sevgilerini
Mayana hubbullahı koy ki
Üçbeş günlük dünya tantanası için
Sana eğri yapan dostlarına bile darılma
Sarıl gerçek dostlarına, sev ey derviş
Ötelere sevdalıysan bu karlı bir iş
Bunda elbette bir hayır var, sen ona ulaş

Ki sen bakiye talipsin
Birileri fanide boğulmuş
Sen yücelere sevdalısın
Birileri daracık göletlere düşmüş
Belki de saray soytarıları arzularınca bir iş görmüş
Dostların arasına kalın bir duvar örmüş
Dünyalıkların uğraşı bellidir,
Karları karafatmaların gördüğü bir iş
Sen doğru bildiğin yoldan yürü,
Çerçöplere takılıp tökezleme ey derviş

10.05.2006/Diyarbakır
( Dağlarına Bir Gün Kar Yağar Üşürsün başlıklı yazı Sedat DOĞAN tarafından 2.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu