Sana Susadım
Ne kadar kaçmak istesemde kaçamadığım, ne kadar bitirmek istesemde bitiremediğim, ne kadar siktir olup gitmek istesemde gidemediğim bişey işte. Peşimde nereye gitsem oraya giden kaçamadığım bir şey. Bazen melek bazen canavar. Bazen pes edip benden kaçan ama bu sefer de benim kopamadığım. Ne kadar bitirmek istesemde bitiremediğim sanki sonsuzluğa giden bir şiir. Bazı mısraları o kadar acı ki, bitirmek için yalvarıyorum ama sonu gelmiyor. Bazı mısraları o kadar keyifli ki yazmalara doyamıyorum. Siktir olup gitmek istesemde gidemediğim bir şehir, İzmir misali. Belki de bir ev. Bu cümleleri evden yazsam da sokakta yazsam da en lüks villada da yazsam çöplükte gibi hissettiriyor o yokken. Bazen de onunla bir sokak köşesi cennet bahçesi oluveriyor. İçimde kıyametler kopuyor bazen yangınıma su serpiyor bazen ateşime ateş. Kalbimin en derinliklerine gömdüm onu bir mezarlık misal. Bazen üzerinde ummadık çiçekler açıyor bazen ne kadar sulasam da soluveriyor. Acaba diyorum, çiçekler çok sulandığı için mi kurur yoksa tepesinde güneş mi kavurur? Acaba diyorum yetmiyor muyum, fazla mıyım? Sürahiden bardağa katılan su, fazla mı taştı yoksa az da yetersiz mi kaldı? Sana susadım, sana susadım.. Soğuk su içini daha da yakar derler. Buz gibi içtim seni. Sanırım ondan içimi yaktı da yaktı...
(
Sana Susadım başlıklı yazı
busra-kocaoglu tarafından
27.05.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.