Derbeder bir sevda masalı biliyorum
Kaburgaları kırık
Tırnakları sökülmüş
Saçları yolunmuş
Yüreği öylesi kızgın bir şiş ile dağlanmış
Bir masal ki gözlerinden yaş yerine
Sımsıcak kanlar akıyor

Usuldendir işin içinde yine yar ile yâre varmış
Her şey soğuk bir kışın poyrazında başlamış
Bir yerlerde bir yürek birileri için aniden çarpmış
Ve birileri bir şeyler olacağını daha o zaman anlamış
Dedik ya fırtına çok ani kopar
Bir yüreğe habire bir şeyler akar
Akan sıcacık bir kan mı?
Sevgiye çağlayan bir tufan mı?
Gözyaşlarıyla inen bir karabasan mı?
Onu sonradan anlar
Yüreği kızgın şişlerle dağlanan Naçar

Yaşamın girdaplarına toy adımlarla
Yürüyen delişmen bir yürek
Aklı sıra bir yar sever
O delişmen hoyratlığıyla sanırki,
Yar dediği de kendisi gibi bir sevda yükü çeker
Bu yüzden büyük umutlarla yaşama bağlanır
Su katılmamış bir yürekle
Dağı-Taşı, Kurdu-Kuşu, can alan ölümü bile sever
Sevda çöllerinde duyulmamış bir efsane yaşanır
Hayra yormazlar bunu, ondaki bu hali görenler

Çünkü çokça acemidir yüreği, henüz okumamış kaypaklığı
Çile ile yoldaş olmamış, dokumamış yalnızlığı
Nereden bilsin ki cehaletin karabasan gazabını
Nasıl bilsin karanlık gecelerin azabını

Âdemden bu yana Ramazanlar sevgiyi sel eyler,
Bütün zincirleri kırar, katılığı kül eyler
Zulmün en muhkem kalesini bile yıkar, yol eyler
Anlatımsız bir coşkuyla birleştirir seven ile sevileni
Kavuşturur ölüm döşeğinde bile Leyla diye inleyeni

Eyvah, daha gelmeden bir sonraki ramazan
Deli bir fırtına daha kopar ki, aman vay aman
Bu sefer rüzgâr tersinden eser kutuplara
Nehirlerin damarındaki kan kurur,
Can serilir kıyılara.
Denizler akreplere inat bütün sularını yutar
Bülbüllerin en güzel şarkılarını bile kan tutar
Söz sevgiden açılınca
Yar ile yareler anılınca.

Midenin kör tanrılarına ant içer beyinler
İşgale uğrar semt pazarları ve vitrinler.
Saniyelere bile zulüm sıkarlar aşkın cellâtları
Yüreklere biraz daha karanlık akar
Sloganlar bellidir:
Kahrolsun tertemiz sevgiler, sevenlere ölüm
Mimikler biraz daha hain
Bakışlar biraz daha vahşi
Yüzler çok daha kara bakarlar sevdaya gülüm
Hiçbir şey muktedir değildir artık boynunu kırmaya zulümün
Önü alınamaz, bağıra bağıra geliyorum diyen bir ölümün

Masum yürekler kara cadıların avuçlarında
Karar verilmiştir artık, tertemiz bir aşk ve sevda can pazarında
Musalla taşına vuran güneşin parlaklığında
Ve soğuk bir tabutun karanlığında
Cansız uzanan bir sevgidir
Bu resim seven ile sevilenin son rengidir.
Artık sevgiye ve onura dair
Erdem ve merhamete dair
Ne varsa son yolculuğuna çıkmada
Sözlüklerden sevgiye dair ne varsa atılır
Tabutun geçeceği yollara
Adet yerini bulsun diye
Seven ve sevilenler adına
Ayrılık ve ölümü anımsatan
Boynu bükük iki fidan dikilir.
Ve bir sevda masalına kocaman, kapkara bir çizgi çizilir.

Sağmal Köyü,86
( Bir Sevda Masalı başlıklı yazı Sedat DOĞAN tarafından 3.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu