Şelale Çetesi Duruşması
Şelale Çetesi Duruşması
Yer: Ankara/Keçiören Şelale tepesindeki Adliye Sarayı
1. Kat duruşma Salonu Saat: 09: 30
Hâkim: Dediğim dedik
Savcı: Deli Dumrul
Mübaşir: Sırrı Sır Tutmaz
Avukat: Nafile Feryat
Davacı: Beyazî-Makberî
Davalı: Ozanilo-Toynak-Zehra-Yakuti-Direniş-Agahi-Bozkır
Dava konusu: Çete kurarak masum kişileri öldürmekle tehdit etmek Beyazî’yi baskı kurarak Abisine karşı kışkırtmak ve ikisini de öldürmeye teşebbüs ve tasavvur.
Uzman bilirkişi: Akılolog Doktor Şapur Şupur bey
Kâtibe: Kırık Kalem
Jüri: Edebiyat cenahı
3.Celse
Hâkim Dediğim Dedik Bey elindeki tokmağı önündeki masaya üç defa vurdu.
—Lütfen sessiz olalım beyler gürültü yaparsanız burayı boşaltırım duruşma başlıyor ses çıkarmayınız
Ve sessizlik... Hâkim Dediğim Dedik Efendi mübaşire baktı ve, “Sırrı Sır Tutmaz Efendi sanıkları tek tek içeri al” dedi;
Mübaşir salonun kapısını açarak bağırdı.
“Sanık Ozanilo-Toynak-Agahi-Direniş-Bozkır-Zehra-Yakuti duruşma başlıyor lütfen içeri girin”
Sanıklar birbirlerine kelepçeli olarak içeri alındı kapının ağzındaki polisler tek tek kelepçelerini açarak oturacakları yeri gösterdi.
Hâkim Dediğim Dedik Efendi önündeki kâğıtlara bir müddet baktı ve Savcı Deli Dumrul’a dönerek “Buyurun Sayın Savcım söz sizin “dedi:
Savcı Deli Dumrul yakalarını düzelterek salonun ortasına sanıkların karşısına geçti. Parmağını sanıklara tehditkâr bir ifade ile uzatarak ilk soruyu sordu.
-Sanık ozanilo bu çeteyi ne amaçla kurdunuz
-Hayır efendim ben çete kurmadım
-Ama önündeki deliller ve sitedeki tehdit mesajlarınız elimde, ayrıca bir örneği de sayın Hakimim Dediğim Dedik beyde mevcut. Sitedeki atışmalarınızda Makberî beyi devirmek ve Beyazî’yi öldürerek mahkemeyi bir şekilde kendi lehinize çevirme hazırlıklarınız ortaya çıktı Ayrıca kriminal raporlar ve Bilgisayar ana kartından silinen dosyalara ulaştık bunlarda elimizde mevcut, inkârınız işe yaramaz.
-Sayın Savcım, inkar etmiyorum dedikleriniz doğrudur ama biz onlardan masumuz pc mize virüs girmişti bu onların işidir ayrıca bizimde zaman zaman maksadı aşan latifelerimiz olabilir belki, kast yok hatta bir ara börek zehirlenme vakası atlattık topluca birkaç gün akli melekelerimiz yerinde değildi belki dedikleriniz o zamana aittir tahliyemizi talep ediyorum
Hakim Dediğim Dedik eliyle ozanilo’ya oturmasını işaret ettikten sonra arka sıralarda gözüne görünmemek için iyice büzülen Toynağı gördü Toynağın yüzü suçluluk ifadesini ayan beyaz gözler önüne serer gibiydi.Parmağını doğrultarak” sayın Toynak lütfen ön tarafa doğru gelir misiniz?. Size de soracaklarım var.
- Şey efendim ben sonra konuşsam şimdi çok heyecanlıyım da!
- Hayır olmaz burada Hâkimle pazarlık olmaz yerinizi alın yoksa cebir kullandırırım
Toynak durumun vahametini anlamış gibiydi iyice sıkışmıştı sitede yazdığı o kadar yazının kendisini buraya getireceğini düşünememiş olduğuna hayıflanarak öne doğru çıktı. İçinden “ ahh bre saf kafam nasılda bu İlo´nun oyununa gelerek onlara tehdit savurdum” diye düşündü rengi iyice atmış olarak ön tarafta yerini aldı
Hâkim.
- Bakın Toynak Efendi durumunuz gayet zor sitede açık bir şekilde Beyazi’yi tehdit eden ve onu abisine karşı kışkırtmaya çalışan yazılarınız var bunların inkarı mümkün değildir niçin yaptınız sebebi nedir?
- Efendim ben Ozanilo’nun gazına geldim yaptıklarımdan nadimim Ozanilo Makberî ve Beyazi’yi ortadan kaldırma planları yaptı ben dahil diğerlerini de bu işe alet etti, bana acıyın tekrar böyle bir hataya düşmem söz veriyorum.
- Yok öyle sayın Toynak her taşın altından çık sonra gel masumum beyanları yap yaptıklarınızın cezasız kalması kamu vicdanını yaralar. yerinize geçebilirsiniz anlayacağımı anladım, diğerlerinin ifadelerini zaten almıştım.
Arka sıralardan tık gelmiyordu Direniş ve Agahi sandalyelerine büzülmüş Bozkır adeta Hakime görünmemek için elinden geleni yapmaya çalışıyordu. İki sıra önde ise Zehra ve Yakuti olayın gittikçe tehlikeli bir hal aldığını tahmin ettikten sonra her ne kadar çeteden ayrılmak istedilerse bir türlü yakalarını kurtaramamanın sıkıntısı içinde başlarına gelecekleri düşündükçe gözlerinden gayr-ı ihtiyari süzülen yaşlara mani olamıyorlardı
Hakim dediğim dedik efendi Makberî’ye işaret ederek “Buyurun sayın Makberî Beyazî’yi dinledik şimdi söz sırası sizde .
Makberî iki adım öne çıkarak Hâkimin önüne yaklaştı kendisini tanıtarak tok bir sesle konuştu.
—Sayın Hâkimim ve muhterem jüri üyeleri, her ne kadar ben ve kardeşim bu çeteden davacı olsak da celse arasında her biri ayrı ayrı pişmanlıklarını avukatları ile bildirip nadim. Oldular özür dilediler bende büyüklük göstererek onları affetmek ve bu vesile ile bu suçluları topluma kazandırmak istiyorum tabii ki takdir sizlerin ama ben dâvâcı değilim bırakın gitsinler yalnız belki bunları kısa bir müddet müşahede altında tutmak faydalı olabilir diye düşünüyorum.Malum zehirlenme vakasından sonra akli melekeleri bir müddet dumura uğramıştı belki hâlâ yerine gelmemiş olabilir
-Olmaz sayın Makberî siz dâvâcı olmasanız bile artık kamu devam ettirir bu işi bunları, affetmek affetmeye zulmetmektir. Bırakın buna biz karar verelim
-Tamam sayın Hakimim
Makberî sözlerini bitirdikten sonra yerine oturdu sanıklar Makberî’ye minnet hisleri ile bakıyorlardı
Hâkim avukat Fuzuli beye dönerek “buyurun sayın avukat Fuzuli, bey söz sizde” dedi; Avukat Fuzuli bey ayağa kalkarak salonun ortasına doğru yürüdü
-Sayın Hakimim ve değerli Savcım, lütfen bir karara varmadan önce sanık diye adlandırılan bu insanların gözlerine bir bakın nasıl masumane ve nedamet dolu, bazı maksadı aşan sözler olsa da eminim bunlar bilerek yapmamışlardır akli melekeleri hâlâ yerinde değil ben bunların göz önünde bulundurularak bir doktora sevkini ve tahliyelerini talep ediyorum.
-Sayın Avukat ben bunları düşünerek zaten buraya uzman bilirkişi olarak akılolog Doktor Şapur Şupur efendiyi çağırdım bile.
-Avukat bir anda şaşkınlığından “ eyvah yemedi” diye mırıldandı Hakim “bir şey mi diyorsunuz sayın Avukat ne diyorsanız yüksek sesle söyleyin.
-Hayır Sayın Hakimim çağırmanız iyi olmuş dedim!
-Başka bir diyeceğiniz var mı?
-Hayır sayın Hakimim yüce adaletinize güveniyorum.
Hakim eliyle otur işareti yaptıktan sonra Savcı Deli Dumrul’a döndü, başka bir diyeceğiniz var mı?
-Evet Sayın Hakimim mağdur ve davacı Beyazî’yi dinlemek üzere salona alınmasını istiyorum.
Hâkim mübaşir Sırrı Sır Tutmaz’ a “dönerek lütfen çağırın” dedi; Mübaşir başını dışarı uzatarak bağırdı.
-Davacı Beyazî
-Evet benim
-Lütfen içeri buyurun
Beyazi içeri girerken Savcı eliyle ön tarafı işaret ederek “lütfen önce kendinizi tanıtın ve kısaca olayı anlatın “ dedi;
-Efendim ben Beyazî bunlar beni Abim Makberî’ye karşı kışkırtmak istediler ayrıca çetelerinin sitelerinde, ki adı www.siirkultursanat.com dur hakkımda bir sürü infaz yazıları asarak beni tehdit ettiler. Ayrıca abimi de öldürmekle tehdit ettiler. Üzerimde psikolojik baskı kurarak ve yaşımı öne sürerek ve mecnune diyerek ve her ne yaparsam iki mislinin üzerimde uygulanacağını söyleyerek davâmdan vazgeçirmeye çalıştılar. Falaka, kırbaç gibi türlü türlü dayak yöntemleriyle karşı karşıya bıraktılar ve dâhi Abim Makberî ve ben Veziri Beyazî´ye iki tabut biçme cüretinde bulunarak sınırı son hadde getirdiler. Bunlardan davacıyım cezalandırılmalarını talep ediyorum. Sizlerde olaya vakıfsınız delilleri sizlere takdim etmişti.
-Evet haklısınız dosyamda gereken her şey var müsterih olun yerinize geçebilirsiniz.
Beyazî yürüyerek en arka sıralarda bir sandalyeye oturdu. Hâkim bir müddet sanıkları süzerek önündeki dosyaları tekrar karıştırmaya başladı. Günlerdir bu dosyaya çalışmıştı bilmediği bir şey yok gibiydi defalarca her birini tek tek dinlemişti bu gün son karar günü idi vereceği kararın adil olması için uğraşıyordu Dâvâ bittikten sonra tatile çıkacaktı.
Duruşma salonuna baktı en dipte duran akılolog Doktor Şapur Şupur efendiye baktı nihai karar için onun yardımı gerekecekti bu yüzden son celsede onu da çağırmıştı. Eli ile salonu göstererek “Buyurun Sayın akılolog Doktor Şapur şupur Efendi konuyu biliyorsunuz bu konuda bilirkişi sizsiniz bize bunların ceza-i ehliyete sahip olup olmadıklarını söyler misiniz?
-Elbette Sayın Hakimim, ama 1 saat zaman ihtiyacım var bunu bana temin edebilirseniz bu zaman zarfında onları muayene eder ve kararımı söylerim
-Tamam Sayın Şapur Şupur bey duruşmaya 1 saat ara veriyorum saat 11:30 dan sonra duruşma devam edecek
Polisler tekrar sanıkların ellerine kelepçe takarak çerdeki gözaltı odasına doğru gittiler Akılolog Doktor Şapur Şupur beyde onlarla birlikte dışarı çıktı
Saat 11:30 celse açıldı sanıklar ve diğerleri yerlerini aldılar, Hakim dediğim dedik bey tokmağı tekrar masaya vurdu “ sessiz olun lütfen dava başlıyor karar verilecek buyrun sayın Akılolog ilk söz sizin, intibaınız nedir? sanıkları muayene edebildiniz mi?
-Evet sayın Hakimim
-Ceza-i ehliyetleri var mıdır yok mudur?
-Vardır sayın Hakimim bunlar planlı bir çete cevaplar her ne kadar çelişkili olsa da belli bir hesap üzerinde aklı melekeleri son derece güçlü mahkemeyi oyalamak ve aldatmak istiyorlar ayrıca birbirlerini suçlarken kısmen aslında suçlarını itiraf ettiler elinizdeki önünüzdeki ses kayıt cihazında onlar mevcut
-Tamam sayın Şapur Şupur efendi teşekkür ederim yerinize geçebilirsiniz.
Hâkim bir müddet elindeki ses kayıt cihazına baktı doktor ve sanıklar içeri girerken kendisi görevlilere bu ses kaydını kendisi koydurmuştu, sonra kulaklığı takarak bir müddet dinledi.ve Savcıya dönerek “buyurun sayın Savcım son söz sizin” dedi.Savcı tekrar salonun ortasına doğru yürüdü .
-Sayın Hakimim elimizdeki deliller ve onları destekleyen bu elinizdeki yeni ses kayıt cihazına ve sayın Akılolog Doktor Şapur Şupur beyin beyanlarına da bakarak sanıkların işlemiş oldukları suçlar için her birinin 220 şer yıl hapsine suçların mükerrer defa olması hasebiyle cezanı on üç misli artırılmasına, ayrıca her birine meydanda 80 er kırbaç vurulmasına ,sadece içerde itirafçı olmak isteyen ve kabul edilince samimi itiraflarda bulunan Zehra ve Yakuti’nin, dâvânın seyri için yaptıkları yardımdan dolayı tahliyelerine karar verilmesini talep ediyorum.
-Sayın Avukat Fuzuli bey sizin son sözünüz var mı?
-Hayır efendim adalete güveniyorum
-Tamam peki sayın jüri ne diyor bu işe sanıklar suçlu mudur ? Sayın jüri üyeleri bir karara vardınız mı vardınızsa lütfen biri çıkıp bize kararınızı açıklasın.
Jüri üyeleri son defa aralarında konuştuktan sonra orta yaşlı biri öne çıktı.
Efendim biz jüri üyeleri olarak gereken karaı oy birliği ile aldık bunlar ser-i Şiir Makberî ve Beyazî’yî bilerek ve isteyerek öldürmek için plan yapmışlar lakin Elhamdülillah başarılı olamamışlar en ağır şekilde cezalandırılmalarını talep ediyoruz Kamu vicdanı rahatlamalı.
Hakim tekrar Beyazî’ye dönerek sordu.
- Beyazî Toynağın sözlerine karşı bir şey söylemek istersen buyur olduğun yerden söyle karara geçeceğim
.Beyazî ayağa kalktı Toynağa acıyan gözlerle baktı ve tane tane konuştu
-Efendim her ne kadar yaptıklarından ötürü kızgınlığım olsa da yine de Beyazî´ye yakışır bir şekilde konuşmaya başlayaraktan söze giriyorum. Toynak “Beyefendi?” en az çete başı olan Ozan İlo kadar tehlikelidir. Ozan İlo´nun gazına gelerek düşünmeden, akletmeden bana karşı tavır takınmıştır ve tavır almakla kalmamış beni Şahıma karşı kışkırtma cüretinde bulunmuştur. Kırbaçlarını, adaletsiz savaş edevatlarını, cevabı olmayan sorularla aleyhine olduğunu bilmezden evvel bana doğru yöneltmiş amma Takdir-i İlahi kırbaçlar İlo´ya isabet etmiştir.Sükût ederken ben Vezir Beyazî türlü cefalar çektirmiştir ki bunlardan bir tanesi de Abim Şahım Makberî´yi bana düşman etme girişimidir.
Sabi derken kendi safına çekmek için çok sevdiği kızıyla bir tutup, kızı muamelesi yapmaya çalışmıştır, psikolojimi bozmuştur. Toynağın en ağır şekilde cezalandırılmasını bana yaptıklarının cezasız kalmamasını talep ediyor, adaletinize güveniyorum.Ama abim bunları yinede affederek büyüklük gösterdi ben onun kararı dışına da taşamam eğer akıllanacaklarına bir kanaatiniz hasıl olursa kararınıza saygı duyarım fikrim her zaman Makberi abimle bir olmaktır..
Hakim Dediğim Dedik efendi Beyazî’de tekrar de dinledikten sonra salona kısa bir bakış attı ve Katibe kırık kaleme dönerek
-Yaz kızım karar. Sanık ozanilo-Agahi-Toynak-Bozkır ve Direniş’in atfedilen suçları bilerek ve planlı olarak işledikleri sabit görüldüğünden her birinin 220 şer yıl hapsine mahkemedeki iyi hallerinden dolayı cezanın 3/2 sinin affına yazıyor musun kızım?
-Evet Sayın Hakimim
-Bu suçları mükerreren yaptıkları için beş misli cezanın arttırılmasına kısaca müebbet hapislerine, hapis hayatı boyunca devlete iaşe ve sığınma masrafları fazla olacağından kısaca idamına idamdan önce 50 şer kırbaç vurulmasına bilahare Şelale meydanında asılmalarına temyiz yolu kapalı olmak üzere karar verildi, sanık Zehra ve Yakuti’nin tahliyesine karar verildi. Mahkeme bitmiş celse kapanmıştır...
Makberi – Ahmet Akkoyun……………21//07/2009…..19:00….İst
Yazık oldu iyi arkadaştılar ben bile kurtaramadım))
________________Makberî
__________________________________________________________-
not:Geçen sene 1. si yapılan kultursanat şiir toplantısının ( bu sene 10 temmuzda ikincisi Kastamonu’da yapılacak ) arifesinde gönül dostlarına latife olsun bazından yazdığım bir yazıdır.buraya ise daha önce hiç yazı asmadım zaten pek aram yoktur yazı ile şenlik olması babından buraya da asmayı uygun gördüm her ne kadar sürç-i lisan eyledikse affola
(
Şelale Çetesi Duruşması başlıklı yazı
Ahmet Akkoyun tarafından
5.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.