Kıyametin Ayak Sesi

KIYAMETİN AYAK SESLERİ

    

Kıpır kıpır sıralı dağlar, bir doğum sancısı gibi

Hallaç pamuğu gibi savrulacak belli,

Heybetini sırtlamış, öfkesini kuşanmış

Koptu kopacak artık, o sesin çığlığı...

 

Nasıl kopmasın ki, söyleyin bana

Kötülük ruh gibi sızmış içimize – eyvah!

Dağ titriyor, gök çatlıyor, yağmur suskun

Ağaçlar mateme durmuş, cehennem soluğu gibi.

 

Dün akşam yağmura seslendim, duymadı beni

Yüreğimdeki yangın artık sönmez bir kor

Dedim ki: “Gel de söndür beni…”

Yağmur küsmüş bana, rüzgârı bekliyor.

 

Doğa ana intikam alıyor senden, anlasana!

Hangi dilden konuştun da duymadı seni?

Ağaç sana meyve sundu, sen ise ateş ve balta

Ve şimdi o yangın, seni yakıyor yeniden…

 

Ey yüce dağlarım, ey suskun yağmurlarım

Ey börtü-böceğim, ey can damarım ormanım

Ey kar, tipi, fırtına — yağ, es, haykır!

İnsan ne ektiyse, onu biçiyor şimdi… Haklısın anam

 

Nehirlerim nerede? Göllerim hani?

Bir zamanlar kıvrım kıvrım can olurdu suyun…

Bostanlarım büyürdü, tatlı mı tatlı

Şimdi kuraklık konuşuyor, toprak susmuş…

 


( Kıyametin Ayak Sesi başlıklı yazı Halit Durucan tarafından 2.08.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu