
CAN KAFESTEN UÇANDA
Çeşm-i giryan ile başlamıştık
Bu yolda güleceğimizi sanmıştık
Hayat bir yanılsamaymış meğer
Nasılda yanılmışız, insanlık sahte!
Kalıbımız büyüyor zamanla
Aklımız da onunla birlikte…
İnsanlık sırtımızda artık yük
Dert-keder, emek; heyhat!
Peşince ödemiştik diyetimizi
Doğduğumuzda çeşm-i giryan ile
Bu cünün nedir şimdi, eyvah!
Bu tufanda nasıl da kaybolduk
Şu iğrenç maskelerin arkasından
İblislerin cümbüşü nefsimizde
Yolumuza ateşten tuzak kuruyor
Tertemiz doğmuştuk oysaki biz
Katran banyosu yapıyoruz hepimiz
Tertemiz nefsimize zakkumlar…
Zehir olup akıyor; çekilmez dünya!
Er kişilerin yolu çetrefilli olurmuş
Karşısında çakallar uluşurmuş
Namertler saf saf dururmuş
İnsanlığın tükendiği fani dünyada
Ne çakal sürüsünden çekinirler
Ne namertlerin namlusundan
Yiğitçe kalkar ayağa; bir dağ gibi
Haset, gıybet ve dedikodu; Zulüm
Kana susamış çokça kansız cünün
Kan şarabı içiyor artık; şu ifrite bak!
Bıktık, yorulduk ve usandık artık
Sahte dümbelek dünyadan; anlamsız
Vuslat yakındır; can kafesten uçanda
Gecenin kubesinde; makber konağım
Feryatlar
yükseliyor Gazze’den
Çocuklar şühedası Filistin’den
Zulüm ile abat olduğunu düşünme sakın!
Bir ilahi yazgı ki ensenizde amansız
ecel
Yerküreyi çatlatır, gök kubbeyi titretir
İlahi adalet!...