Yalnızlığımın yazgısıdır bilirim
İvecen bir göç gibi
Gözlerinden geçer gibi geçtim
Hüznün rahle-i tedrisinden
Saatler ki her geçen anı alnından vurdu
Bir sonbahar akşamı biten
Hazin bir öyküydü bu

Bil ki zaman işte o an durdu



Bilmem kaç kervan, kaç iklim geçti
Gönlümdeki sahradan
Ne vuslat güldü yüzüme
Ne ölüm meleği beni seçti



Yalınayak yalpalayarak
Hazan’ın yalnızlığında
Yağmura hasret toprak gözyaşı ile ıslanırken
Dönüşsüz bir gidişti ümit yok artık yarında
Apansız kan oturdu gözlerime
Kanadı kırık bir kuş gibi kaldım
Virane şehrin saçak altlarında

Alev alev yanarken firak harında



Bilmem kaç kervan, kaç iklim geçti
Gönlümdeki sahradan
Ne vuslat güldü yüzüme
Ne ölüm meleği beni seçti



Beni derdest eyleyen
İliklerime işleyen bir hüzündür
Kirpiklerimden kaderime süzülen
En kalender haliyle
Uzamış sakallarım titreyen ellerim
Alnıma yazılan kederi anlatırken
Ey umudumu bitimsiz takvimlere bağlayan

Yalnız benim ardın sıra çocuk misali ağlayan


Muhammed Mehmet GÜL
( İvecen Bir Göç başlıklı yazı muhammed-meh tarafından 6/7/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu