Gülüşüm Hayata Tutanaktır
Ay gibi bakıyordu kadın
ölmek gibi üşüyordu adam
evlerin içinde uyuyanlar
sanki kırk yıl daha uyuyacaklar
ve hiçbir gecede anlaşılmayacaktı adam
gece bile yetmiyordu artık acıları yanlız yaşamaya
hep bir Güneş doğumu
umutlar bölüyordu gidişi
giden bile gözlerini unutuyordu bu şehirde
bu nasıl sevmekti yorgun kaldırımları
elini tutana güven diyecek kadar güvenlimiydi bilge kişiler
herşey doğumunu beklerken
kimin söz gelimi baş harfleri ölüyordu
şakalaşmaksa karanlıkla adımın önündeki talihsizlik
etlerimi çeken uzaklıklar hangi hasretlerin şakasıydı
gemilermi yoksa mavilermi yüzüyor sularda
apar topar talana geldim aşk oyunlarında
belkide nazara geldim kahpe nazarında
hiç bir şey doğru değil, ama hiç bir şey
yüzüm eski bir kitaba benziyor
çay dökülmüşte üstüne şaftı kaymış
kimin resmine bakıyorum
çivisi duvarı sevmemiş aynalarda
azalıyor demi şarkıların
ve o rakı
Tekirdağ Rakısı mı neydi
neden kan gibi gelmiyor artık sevdalılara
büyüdükçe küçülmeyi ne kadar istiyorum ah ne kadar
dönsem yine çocukluğuma bunca yara beremle
dedemin aldığı beyaz bisiklet ya taşımazsa gövdemi
korkak oldum
kararsızlıklar kıymetinde üst kademede fikrim
haddim değildi bilemedim
dişlerimle yiyorum
güneşten ateş yontan dilimi
hayat ben seni sevmeyi çok iyi becererek
sana yazık bir gülüş bırakıyorum
soylu bir aşkın düşlerinde temiz et kendini...
27.04.2010 – 03:03 Ünal YİĞİT
(
Gülüşüm Hayata Tutanaktır başlıklı yazı
unal--yigit tarafından
7.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.