
...Anadolu'yu vatanlaştıranlara rahmetle...
Bir
çığ gibi geldiler Anadolu üstüne
Diyojen
de kim deyip rest çektiler restine
Aylardan
ağustostu, kılıç kuşandı binler
Onların
narasıyla dağlar ve taşlar inler
Gösterdiler
dünyaya milletimin gücünü
O
gün Sultan Alpaslan aldı Türk'ün öcünü
Tarihten
neşet eden hayallerimiz vardı
Malazgirt,
kapıları açan bir anahtardı
Gözü
pek kahramanlar saplayınca kamayı,
Selçuklu
yiğitleri diz çöktürdü Roma'yı
Alparslan'ın
ordusu durdu düşmana karşı
Dört
nala koşan atlar titretti arzı, arşı
O
heybetli duruşla korku saldık zalime
Yiğitler
sanki meydan okudular ölüme
İslâm'dı
hedefinde, nefret saçtı Malazgirt!
Karşıda
debelenen çirkef haçtı Malazgirt!
Dik
durduk, diri durduk; canları siper ettik
Çalınsın
davul zurna, dostlara haber ettik
Tarihte
hep dik durmuş, onurlu bir insandık
Meğerse
yiğitlermiş, dağlar yürüyor sandık
Güneşi
mütebessim müjdeci bir tan gördüm
Alparslan
gibi yiğit bir büyük sultan gördüm
Orta
Asya dar geldi, taştık Anadolu'ya
Allah
için savaştık, koştuk Anadolu'ya
Bir
kez görmeliydiniz ordunun savletini
O
zaman inşa etti bin yıllık devletini
Pas
tutmaya yüz tutmuş kılıçları çıkardık
Anadolu
bizimdi, bizimdi bu yurt artık
Kırdık
paslı zinciri, ebediyen olduk hür
Mübarek
kanımızla tarihe vurduk mühür
Kanla
yoğruldu toprak, güller açtı Malazgirt!
Görünce
yiğitleri, düşman kaçtı Malazgirt!
Çanlar
susmaya mahkum destanlar konuşurken
Hilâl
yıldız söyleşir yiğitler vuruşurken
Malazgirt
ruhtur bize, zaferlerin anası
Coğrafya
vatan oldu, çok büyüktür mânâsı
O
sultan ki Bizans'ı sıkıştırdı köşeye
Türk-İslâm
âlemini gark eyledi neşeye
Toprağa
düştü nefer, ölüm şerbeti içti
Kimisi
bayrak oldu, kimi sonsuza göçtü
Bayraktaki
al kanı, misk-ü amber teridir
Müslüman
Selçuklu'nun, ümmetin zaferidir
Dağlara
ve taşlara yazdırdılar adını
Hakikat
eylediler milletin muradını
Bizans'ın
içi dışı geniş iken dar oldu
O
gün Sultan Alparslan arza hükümdar oldu
Ya
ölüm ya hürriyet, hürlük seçti Malazgirt!
Üstünden
on asırlık zaman geçti Malazgirt!
Aldığı
nefes değil, sanki alevdi, kordu
Allah
nidalarıyla cenge tutuştu ordu
Bizans'ın
askerleri dolaştı alık alık
Bir
işe yaramadı, olsa da kalabalık
Koşmuyor,
uçuyordu ordunun binitleri
Besmeleyle
açıldı kapının kilitleri
Kahramanlar,
geceyi yorgan misali dürdü
Alparslan,
Diyojen'i otağına götürdü
İslâm'ın
kılıçları o gün murada erdi
Nizam-ı
âlem düşü dünyaya düzen verdi
Şehitlere
açıldı cennetin kapıları
Yaradan'dan
ikramdır cennetin tapuları
İnsan
üstü bir güçle erler kendini aştı
Zaferin
ışığıyla bütün gözler kamaştı
Müslüman'ın
kanını Haçlı içti Malazgirt!
Türk'ün
alperenleri düşman biçti Malazgirt!
Dağlar,
taşlar inledi; vuruşma yaman oldu
Şanlı
Türk ordusunun azığı iman oldu
Fatihler
Fatih'ine Diyojen boyun eğdi
Alparslan'ın
tertemiz alnı secdeye değdi
Tarihin
aynasından nice yiğit el eyler
Küle
dönmüş zamanı deste deste gül eyler
Yokuşu
devirenler, o gün gördüler düzü
Salip'in
karşısında hilâlin güldü yüzü
Uğrunda
savaştığı Allah, Türk'e yâr oldu
Anadolu
Bizans'tı, İslâm'a diyar oldu
Şafağa
selâm saldık, defterleri dürdük biz
Malazgirt
Ovası'nda hesapları gördük biz
İmanla
yürüdük biz, hakikatin yolunda
Anadolu
Türk oldu, bin yetmiş bir yılında
Bir
dönüm noktasıydı, büyük öçtü Malazgirt!
Türk'ün
cengâverleri Hakk'a göçtü Malazgirt!
M. NİHAT MALKOÇ