Bu umutsuz el — bak, nasıl da titriyor şimdi,
Hayatın nabzını avuçlarında taşıyarak,
Dokunduğu her şeyde bir iz bırakıyor,
Gecenin nemli karanlığında bile,
Işığı unutmayan bir parmak ucu gibi
Var olmaya direniyor.

Bir zamanlar taş kesilseydi eğer,
Soğukla mühürlenseydi kalbin kapısı,
Belki de unuturdun insan olmayı,
Unuturdun kanın sıcaklığını,
Ve ellerin yalnızca toprağı tanırdı —
Şimdi değil, o zaman ölürdün gerçekten.

Ama şimdi,
Bak nasıl kavrıyor zamanı bu el,
Bir çiçeğin sapını, bir dostun omzunu,
Bir çocuğun saçını okşarken
Yaşamı yeniden tanımlıyor.
Kırılgan bir heykel değil artık,
Değişken, nefes alan bir harita bu:
Her çizgisi bir yol, her izi bir anı.

Ve sen, durduğum yerden bana bakarken,
Görüyorsun o eli — seni çağıran,
Seni bilen, seni bekleyen.
Bir dua gibi yükseliyor karanlıktan,
Parmaklarının arasında tutuyor beni,
Yavaşça — düşmeyeyim diye,
Susmayayım diye, unutmayayım diye.

Bu el — yaşayan, tanık
Kendini herkezin unuttuğu toprakta bulan,
Ama hâlâ sevmeyi bilen el.
Korkuyu da taşır, umudu da,
Ve bazen bir mezar taşını okşar,
Bazen bir kalbi.

Duy şimdi, damarlarında akan sesi:
“Ben varım, ben hâlâ varım.”
Ve sen, bana döndüğünde,
Bil ki bu el —
Ölümle yaşam arasındaki
son sıcaklıktır,
İnsanı insan yapan,
Seni sana getiren
Tek gerçektir.


.
7 kasım 2025

( Bu Umutsuz El başlıklı yazı AuBaDe) tarafından 10.11.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu