Gençlik Ve Ahlaki Çöküş
Hızla toplum olarak bütün kurum, kuruluş ve tüm kulvarlarda manevî bir çöküntü içerisindeyiz. Acil olarak topyekûn manevî bir kalkınma seferberliği yapmak zorundayız ..

Birbirini sokakta Boğazlıyan, işine aşına, terazisine hile katan, görevini safsaklayan memur, işçi, işveren, esnaf, çalışan, çalışmayan dejenere olmuş yığınlar ..
 
Hemen hemen hangi televizyon kanalını açarsanız açın, illa'ki gayri ahlaki bir haberle karşılaşıyorsunuz .. 

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Gençler için aynen şu ifadeleri kullanıyor: ‘…Doksan öncesi gençlikte hangi dünya görüşünde olursa olsun sosyal hedefleri vardı. Sağ ve solu seçiyordu. Toplum için riske girmeyi biliyorlardı, başarıyorlardı. Ama şimdiki gençler; toplum için riske girmek değil, egoları daha yüksek bir gençlikle önümüze çıkıyor …

Liseli gençlerde sosyal medyada ve görsel basında takip ediyoruz. Öğretmenlerine karşı saygı ve hürmet hissi kalkmış, akran zorbalığı almış başını gidiyor, madde kullanım yaşı 15 yaşlara kadar inmiş durumda. İmam Hatipliler eski İmam Hatipli değil, Kur'an ve sünnet çizgisinden şaşmış lakayd öğrenciler ..

Açık kapalı'nın, aynı kafası 
Sıktıraç pantolon, yırtık arkası 
Dedi kodu belden, aşa şakası 
Kayboldu değerler, kaldık kimliksiz

Yaşlı, genç, kadın, erkek dinli, dinsiz al birini vur öbürüne. Diğer bireylerde de durum  gençlerden farklı değil. Balık baştan kokmuş gidiyor ..

TV dizi ve programlarında illa'ki böyle rezalet dolu sahneler olmak zorunda mı? Her dizi film veya her sahnede mafya, silahlı çatışma, entrika, yalan, dolan, belden aşağı sex kokan kareler, evli çocuklu sanatçılarda öpüşmeler. Allah aşkına bunlarsız film, dizi olamaz mı?

Bizim kendimize ait pek çok malzememiz olmasına rağmen, neden bu tür sapkınlıklarda ısrar ediliyor. ? Neden bunlara bir türlü dur denilemiyor ? Anlamakta zorlanıyorum ..

Hangi magazin kanalını açarsanız açın, hangi diziyi seyrederseniz seyredin ! sahte roller, aldatmalar, ihtiraslar, mecazi aşklar, şiddet ve gayr-i meşru, enses ilişkiler. Okul, sokak kavgaları temalı filmler! sonuçta bu rezaletler gençlerimizi de etkilemektedir..

Bu dizilerde; radikal oluşumları, mafyaları kurtarıcı, adalet dağıtıcı ve devletten, devletin kolluk kuvvetlerinden güçlü göstermeye çalışıyorlar..

Eskiden diziler, filmler kanuni, ahlaki ve etik yapılar üzerine oturtulur, millî, manevi yapımıza uygun senoryalar yazılırdı. Sanatçılar da daha edepli dini, millî örf adetlerimize saygılı kişilerdi.

Tv’lerdeki sabah programları ve bu programlarda en ağza alınmayacak küfürler, ahlaki çöküntüler almış başını gidiyor.

Survivor adı altında'ki ithal ürün inançlarımıza ters yarışmalar, yemeğe, nimete saygısı olmayan programlar. Bunların gençlere ve topluma verdiği tahribatı saymakla bitiremeyiz. Bunlar zehiri, sapkınlığı allayıp, pullayıp, süsleyerek bal diye gençliğe sunmaktadırlar..

Kolay yoldan ve çalışmadan elde edilen mal varlıkları, siyasette, sporda, borsada, döviz de, ünlüler arasında radikal yoldan mal edinme, kara para ve her yerde mafya vari yapılar.. Ve bu çökme kokuşmuşluktan etkilenen gençlik..

Aldatmalar, madde bağımlılığı, toplumsal ahlakla bağdaşmayan, aile hayatını hedef alan ve gençliği mahveden ne kadar hadise varsa ayyuka çıkmış durumda.

Bütün bunların neticesinde cinayetler çoğalıyor, ruhsal hastalıklar yüzünden insanlar intihara teşebbüs ediyor ve gençliğimiz hızla çöküyor.

Ahlak ve adalet dini olan İslam dinimizi ekranlarda anlatan hocaların ekserisi bu konulardan uzak kalmakta, onlarda modaya uymuş durumdadırlar. 

İnancı zayıflayan ve günden güne manen çöken gençliğe, İslami reçete yerine Kur'an, sünnet, fıkıh dışında bana göre diyerek tutarsız, temelsiz, nefse ve kişiye özel fetvalar vermektedirler.

Biz sudan çıkmış balık gibi olduk.  İnancımız zaten zayıftı, "abd ve batı" dünyasının bize biçtiği modernlik altındaki yaptırımları, sosyal medya aracılığıyla kendi örf adet ve sapkın düşüncelerini bize empoze ettiler..

Telefon, bilgisayar, Facebook, Twitter, gibi mecralar bize gelirken dini, dili, milliyeti, bize yabancı Yahudi, hiristiyan toplumlardan "örf adet ve özümüze" uygun hale getirilmeden içimize sokuldu.

"Oysa biz bu mecraları kullanmadan önce, onları kendi kanuni, dini, millî, örf adet ve inancımıza göre dizayn yaparak alsaydık, bugün bu durumda olmazdık."

Devletimize, siyasete, üniversitelere, millî eğitime, ailelere ve tüm topluma çok işler düşmektedir. Gençliğimizi, geleceğimizi, maddi-manevî çöküşten kurtaracak ve aile hayatımızı kuvvetlendirecek bir mücadele acilen şarttır…

(Kul Ahmed-i)
Ahmet Ali canbaz 05/12/2025
( Gençlik Ve Ahlaki Çöküş başlıklı yazı Ahmet Ali Canbaz tarafından 12/5/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu