Pek çok hatıralar, saklı anılar
Biz seni unuttuk, çoktan odalar
Tütüyormuş bacan, hep geçmiş yıllar
Gönülden gönüle, aşk'tı odalar ..
Gaye misafiri, rahat ettirmek
Köylüler sırayla, yapardı yemek
Döşek yorgan hazır, verilir emek
Mecnuna mekandı, kutsal odalar ..
Ne endam'ın kalmış, ne o nakışlar
Hayran kalırdı hep, sana bakanlar
Bakır mangal üstü, kahve fincanlar
Tarihten bugüne, köprü odalar ..
Ben çocukken köyler, cennet sanırdım
Güvenir herkese, bakar tanırdım
Eski sohbetlerden, hazlar alırdım
Göçmüş o insanlar, bomboş odalar ..
Halı kilim dokur, hünerli eller
Özlem giderilir, gülerdi yüzler
Sohbet edilir hem, altındı sözler
Yolda kalmışlara, evdi odalar ..
Pek çok zor şartlarda, çekilmiş çile
Dokundukları her, şey dönmüş güle
Vermişler birlikte, hepsi el ele
Zamana yenilmiş, eski odalar ..
Unutamam odam, gönül bağladım
Geldin aklıma ah, çektim ağladım
Andım ecdadımı, çok hayıflandım
Sanki bir mektepti, bizde odalar ..
Kul Ahmed-im dünde, kaldı anılar
Acımadı bize, vefasız yıllar
Geçmişten bu güne, çıkmıyor yollar
Kapanmış köylerde, bir bir odalar ..
(Kul Ahmed-i)
Ahmet Ali Canbaz 03/03/2025
MAZİDEN MİRAS "KÖY ODALARI"
Orta Asya'dan bu günlere kadar gelen "köy odası" kültürümüz, geleneğimiz bu gün ne var'ki unutulup gitmektedir. Köylerimiz de her sülalesinin mutlaka bir odası bulunurdu. Bizim köyümüzde de şimdilerde harabeye dönmüş, bakıma muhtaç yıkık dökük bir iki tanesi zar zor ayakta kalmıştır.
Allah rızasını gözeten ecdadımız, Köy odalarımızda! Gezi, ziyaret veya iş icabı, Garip, Yolcu, Çerçi, Çoban, Seyyar dişçi, Camcı, Dilenci, Mecnun gibi, uzak veya yakın yerlerden at, eşek gibi binek araçılarıyla veya yayan yolculuk yapanlar, buralarda yaz - kış misafir edilir, ihtiyaçları sülaleler, köylüler veya muhtarlar tarafından karşılanırdı.
Kömür mangalı ortada, üzerinde kahve cezvesi eksik olmazdı. Soba ağzına kadar dolu, yatak, yorgan ve yastıklar dolapta tertemiz, dışardan gelecek olan misafirlerini beklerdi ..
Köy odalarımız yolcunun, misafirin, yoksulun teklifsiz yararlanabildiği sosyal tesisler hüviyetini taşırlardı. Odalarda “Allah misafiri” kapısını çalan herkese ikramda kusur edilmez, hayvanına yem verilir, kendisinin karnı doyurulup yatak açılırdı.
(Kul Ahmed-i)
Ahmet Ali Canbaz 2025