Bazen sert kayalar misali orta yerimden koparım
Hüznü kirmene saran kadınlara inat ağlarım
Alabora olacağından gafil gemiler misali doludizgin batarım
Bazen aşk ile ateşi boğan İbrahim misali,
Tapınmak için alanlara kusulan yortuları
Tanımsız bir öfke ile yerinden koparır atarım.
Kum denizinde güneşin sıcaklığını
İmanın gücüyle eriten Bilal misali,
Ölü şehrin kör efendilerine bütün hıncımla haykırır
Yüreklerine hakkın yüceliğini salarım.
Bazen ağlarım
Yedi yetime yetmiş yerinden bir analığa
Kurgulanmış civan bir kadın misali,
Durmadan ağlarım
İdama mahkûm edilmiş bir aşka,
Yani özgürlüğe,
Yani kardeşliğe
Ve yarım kalmaya hüküm giymiş
Sevdalara ağlarım.
Dağın taşın, hayalinden bile faili meçhuller kustuğu
Kayıp bir vatana ağlarım
Ki yalvarır bakışlarından
Yoksul bir köylü kızının perişan saçları okunur
Dağlarında, ovalarında kuduz itler ürür
Gündüzü büyük utançlar savurur
Gecesi kaypak ölümler
Ve vurgunlar savuran
Bir vatana ağlarım.
Ki o vatan toprağında
Bulvarlara rivayet olununca ulvi kelimeler
Yaralı gönlüm değil ağlamak
Avazının çıktığı kadar haykırmak ister
Bir divane gibi sağa sola savrulur
Yaşanmamış hikâyeleri yakar gider.
Sağmal Köyü, 86