Yeri geldi susmak gerekti sustum
Kimseye ne ah ettim ne de sitem
Hep kendimle cebelleştim
Hırslarıma ket vurdum sanırım duruldum!
Ahkam kesmekle olsa vatanseverlik
Yüz kere keserdik birilerini
Yüz kere yağlı urganlarda
Göğe yakın bir yerlerde ibret diye
göndere çekerdik
Şimdi gittiler birileri ağızda argo dilde küfür
Gitmenin de anlamı neyse artık
Ahlak’a mugayir zehir saçtılar
Zehir ki tek içimlik siyanür
Şair yüreklere ihanet ettiler
Önce ömür ana dilinde şakıdı kendince
Bilcümle şiirinden çıkmasa da bir şiir
Talebeydi nilüfer edasında gizlediler
Şimdi yazsan kalem hünere kamil
Gün gelir uğramazmış editör şiire zahir
Avcısı değildir asla yıldızların
Yönetim anlamaz şiirden hep sen bil
İstihap haddim doldu çalakalemim
Dün ne dedimse aynını demekteyim
Bıktım çamur deryalarında dolanmaktan
Çektim kılıcımı şiir kadar şimdi ağırım
Bir gün bulutsuzsa gökyüzü bir gün gök demir
Acep kimleri zehirledi gitti de canan
Şimdi destur ile ahval edenler
Kaçınız siparişle yazmıştır şiir
Kimi gelir sen de yaz’a ilminden
Bilen bilir okumak lezzetindendir
Su gibidir şiir yüreklere değince
Konuşur birileri bilmez cahilliğinden
Oysa emek gerekti yazmak hatrına
Okumak paylaşmak olabildiğince
Uzak durun yönetimin şiirlerinden!
İlla siz çıkın sanal vitrine
Neler duyduk öğrendik sitede bizim değil
Efiloğlu dedinmi gören kaçmakta
Amaç edebiyat için adım atmaksa
Bu boşyere laflar akıllarda kar değil
Kabım dar geldi yine kabıma sığamadım
Biraz dertleşeyim diye kalem aldım elime
Artık susmalara son vermek cihetine