Ebediyet
Kaç patlama ertesi, zamanla soğudum ben,
Bana
aşkı öğretme, aşka nihan doğdum ben...
Hem
deli, müptelayım, bu yüzden gönlüm yasta;
Hekime gitmediysem, sanma
değilim hasta !...
Derdim derinlerdedir, bilmesin asla ağyar;
Düşsen
ağyar diline, yağmur kesip yağar kar !
Yüreğim gümbür gümbür,
yer kalmadı alkışa,
Tenim çok nazenindir, dayanmaz karakışa !...
İş
odur ki bu demde, dayan yüreğim, dayan !
Bir söğüt dalı gibi,
titriyorum an be an ...
Aşktan önce aşıka, kim çekmelidir ayar ?
Aşkın
dili birdir de, her kulak ayrı duyar...
Biri dağı delerken,
divanedir birisi ,
Aşka kulak verilmez, böyle gönül kirlisi !
Yüreğini
dağ gibi, soğutmalı karıyla,
Arıyla arınmalı, yıkanmalı harıyla !...
Ne
yolun hükmü kalır, ne anlamı zamanın,
Kırmızı
gagasıyla dalına konar an’ın...
Vuslatadır özlemi, bahanesi bir
ahu,
Asırlık ömürlere, yeter de artar bir hu...
Ölüm aşık
içindir, aşka olmaz
nihayet,
Aşka verilen süre, olurken ebediyet...
(
Ebediyet başlıklı yazı
HayrettinYazcı tarafından
8.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.