Aşk Şarabı
Hepsi çekip gittiler; ne yar, ağyar kalmadı,
Elli yıllık
ömrümden, bana bir kar kalmadı !...
Sermayesiz işlerle, gördün mü
bir semiren ?
Gül mü bırakır sandın, hergün kapımdan giren.
Öyle
bir yare düş ki, olmasın dünya kabir !
Duraksız divaneydim, ne gezer
aşkta sabır...
Yanağı yangın yeri, tutuştum da zülfünden,
Hoş
gelir yanmak bile, birşey gelmiyor elden...
Sen ormanı yaktım
san, tutuştu işte deniz ,
Yok mu senin haberin, aleme faşolduk biz !
Gözyaşın
nere düşse, gül açardı o anda ;
Görmedin, bilemezsin, gülleri
kanayanda !...
Bitti gül devranımız, dağıldı kervanımız ;
Gark
olduk zulumata, ıssız kaldı hanımız !...
Ahte vefa etmişim,
yalanlara kanarak,
Ölümü öpmüşüm ben, yar dudağı sanarak !
Neden
kana buladın, mis kokan ellerimi ,
Nereye saklamalı, şu kan sızan
kalbimi ?
Yine de dön arkanı, sakın sen bilme emi !
Sazı
astığım gibi, sözü de bitirsem mi ?
Sözden kurarken saray, aşk
kaldı bunun adı;
Sarsarken öteleri, suskunluğun feryadı !
Madem
ki yola düştün, ha gerçek, ha da rüya,
Aşkın ebesi olmaz, o bir
tohumsuz dünya...
Ne kadar uğraş varsa, ektiğini biçersin,
Mey
doldurup tasına, kızıl bir kan içersin !...
(
Aşk Şarabı başlıklı yazı
HayrettinYazcı tarafından
13.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.