Hal Düşer
Çıkar azgın fırtına, iri iri
dal düşer !
Açmaya görsün çiçek, petek düşer, bal
düşer,
Açılsam okyanusa, payıma bir sal düşer ,
Bu kızıl
akşamlarda, içime bir hal düşer !...
Hangi kapıyı çalsam, halimi
arza değer,
Ne yana dönsem yüzüm, yönteme, tarza değer,
Göklere
kement atsam, sonunda arza değer,
İşlesem bir vebali, sünnete, farza
değer...
Hangi külhana düştün, kanter oldun diyorlar,
Yanma
vaktidir artık, tüter oldun diyorlar,
Böyle ne oldu sana, beter oldun
diyorlar,
Kime açsam içimi, yeter oldun diyorlar !
Öğrenince
saymayı, çoğun, azın olurmuş,
On verir, bir alırsan, artık yüzün
olurmuş,
Dolanınca boynuna yalnız hüzün olurmuş,
Karanlık gecelerin, saçı uzun olurmuş !...
Beyan
ettim herşeyi, nece sırsam, bilmiyor,
Gönlü değdi, gönlüme, alıp
karsam, bilmiyor,
Ne zamandır ay vakti, kime
sorsam, bilmiyor,
Yar dedim, yaralandı; nasıl sarsam, bilmiyor !...
Yok
mu bir gönül ehli, ağuyu aş eyleye ?
Bakmasa hiçbir yana, kirpiğe,
kaş eyleye,
Dünya da ve ahrette, beni yoldaş eyleye,
Katsın da
canı cana, isterse faş eyleye !...
(
Hal Düşer başlıklı yazı
HayrettinYazcı tarafından
15.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.