“-becersen bile ay gelinimiz,
şeer de fırın var mı ki”
“-bi fırının kı bile ötekine benzemez”
“-ıramatlık bobam hep
Hapbananın fırınında etdiridi”
“-Satellerinkinde etdik”
“-gözel olmuş”
“-Safıya etdi gellabası”
“-töbe töbe”
“-Safiye o kadar oldu mu gııı(ıız)!”
“-eh güçcükler böyümekde”
“-ha üş gün sonura
….. gelin olu gederler ay aba”
“-Ahmet’e söyleyelim de
şehire götürelim Safiyeyi şehre”
“-ıramatlık bobam da
“ben gızımı şeere verecen” derdi
ben güçcüğükene
böyüyünce ne olcan dediler miydi bana
“memura varcan” derdim”
“-töbe estağfirullah”
“-yoo şeere vermen gelinimiz
…
üsdüne alınma da
ne bileyin aman
….
her şey paraynan
i(n)sanın karnı güçcülü ğeder valla”
“-aşk olsun abla biz aç mı yaşıyoruz
paran olduktan sonra
her şey var pazarda
dut bile”
“-eyi aman be o da neyimiş
elin topladığı dut bazardan alınır da yenir mi”
“-iyi işte abla ihtiyacı olan para kazansın
bedelini ödeyen yesin”
“-dalından toplayıp da ağzına attığın gibi olur mu”
“-olmaz ama;
ekmeği parayla alıyoruz da
dut almışız çok mu
hem insanlar da para kazanıyor
ne güzel”