yavrımı ben gedeli beri

yuyan olmamış,

öleye bi talaşa o mu

  gedip de

Okarı Çeşmeden kim su getirivicek,

işden gayıtdan,

kim su ılıtcak da

kim yuyvucak

nası kogdum hasriretliğinen

nası öğsemişin içim yaldı

yalınız galdı gara guzum,

saşları acı-acı kokuyo

insanın burnunun direğini sızladıyo

yalınız deye evde de gomamışlar ellehem

                                   teni yanmış,

 

kadife teni pörsümüş yavrımın

sırtı sıkkınlar[1] içinde

saşları harman süpürgesi ğibi

terleye guruya, terleye soğuya

haralda a(ğ)lamış da

gözlerinden akan yanağında gurumuş

            suratı yol yol,

boz toprak gibi

saşları gonurlaşmış görmeyeli

 

ipek yüzü çatlamış,

elleri yarılmış

ponturunun asgısı dikik

düğmeleri gopuk

önü açık,

sıkmasının düğmeleri

ters-mers iliklenmiş,

aya(ğı)ndahı yun çorap gözenmeyi geşmiş

 

yavrımı ben gedeli yuyan olmamış,

            deyon emme

zabah(ı)n zeherinde

yolmaya

gecenin leyli gecinde evlere

insannarın kendi çoluğu-çocuğunu

            gördüğümü var bakalım da

benim o(ğ)lanınan cebelleş[2] olcaklar

 

 


[1] sıkkın: deri yüzeyinin pütür pütür sivilcelerle dolması

[2] cebelleşmek: ilgilenmek, uğraşmak, zorlamak

( Ahmet 6 Kara Kuzum başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 23.08.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu