Bu Sevdaya Düştüğümden Beri
Bu sevda yerleştiğinden beri sol yanıma
Susmaz oldu dilim insandan yana
Kavgaya dair türküler derledim
Anadolunun sesinden
Şehirlerin unutulan mahallelerinden
İnsan öyküleri büyüttüm
Yoksulluğun içinden geçerken
Olsun istedim bir sofrada yedi renk beraber
Olsun istedim bir tek ölümden yana keder
Yazdım isimsiz resimlerin bu günsüz şiirlerini
Kızıl şafaklar sökerken
Ve hep dokundum Karadeniz gibi hırçın
Ege gibi sakin
Dokundum hayatın ellerine
Kanadı yüreğim çokça
Özlemlerini türettim işçilerin
Fabrika köşelerinde can çekişen
Gül kokulu sevgiliden öte
Yazdım
İnsandan yana ne varsa
Mezar taşlarına
İçli bir tebessümle
Sabah şafaklarında
Kızıl günceler düşerken saçlarına
Mudanya'lı balıkçıların
Poyrazla konuştum saatlerce
Urfa da
Susmaktan yana kararmış elleriyle
Toprağa yüzünü süren köylülerin
Terini sildim öğle vakti
Bir su içimi dinlencelerde
Yağmurlarına isimler taktım
Menderes ovasının
Meyve bahçelerinde genç kızlar
Karın tokluğuna çalıştırılırken
Çukur ovada
Dikenlere dokunan küçük parmakların
Kanını sildim
Pamuk tarlalarında
Beyaz kırmızıya boyanırken
Maviye tutkun yolcuklara çıktım
Yıldızsız sabahlarda
Değişiyordu dünya sinsice
Ölümler büyüyordu çok uzakta
Kuzeyde
Sarışın bir şarkıya düştüm sonra
Yeşil bir nehir kıyısında büyüdüm
Mevsimlerin unutkan düşlerinde
Kısaca
Susmayı bilmeyen çocuklarıyla tarihin
Oturup kardeş sofrasında
Geleceği düşledim yaratılan insan elinden
Hem de bunun en büyük suç olduğunu bile bile
07.08.2010
Mudanya
(
Bu Sevdaya Düştüğümden Beri başlıklı yazı
oktay-cura tarafından
4.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.