Türkiyede Kültür Değişmeleri Batılılaşma Modernleşme Ve Erol Güngör-4
Herkes bugüne bakarak geçmişine öykünmekte ve özlem duymaktadır.
Mazisine bu denli özlem duyan bir milleti tarih bir daha kaydetmeyecek...
Toplum, sanki her şeyin eskiden daha düzgün, sade, belirgin, başıboşluğa
meydan vermeyen bir yapıdaymış inancıyla maziyi savunur. Elbette her
toplum gibi mazimizin gurur duyulacak yanları vardır. Çoğu toplumlara
bakınca da, bu bize daha bir hak gibi gözükür. GÜNGÖR; " İnsan cemiyetini
düzenleyici kaideler sisteminin bir kısmını örf ve adetlerin, yani
biraz maziden devralınan değerlerin oluşturduğunu" kabullenerek; "Biz bu
düzenleyici kaidelere ’Norm’ deriz, bir sosyal norm, bir cemiyette
yaşayan insanların neyi, ne zaman, nasıl yapmaları gerektiğini bildiren
bir kaidedir." diye devam eder. Demek ki halkımız halihazır durumunu
bir kaidesizlik olarak görmektedir. Günümüz insanını tedirgin eden de
galiba bu kaidesizlik-kural tanımama... Eski örf ve
adetleri yaşayarak öğrenilen yapıdaydı.
Bu fertlere bir kolaylık sağlardı. Herkes ne yapacağını bilirdi. Günümüz
toplumu tutulduğu yabancı kültür bombardımanından şaşkına dönmüştür.
Böylesi toplumlarda, devamlı yanlış yapmaya mecburdur-mahkumdur. Örf
ve adetlerin bir kısmı belki şimdide gereklilik, ama, toplum kesimlerinin
bir kısmı itirazını yükselterek, hürriyeti bağlayıcı yük olarak kabul
etmektedir. GÜNGÖR, bu eleştirilere;"Örf ve adetlerin eskiliği onların
başlıca kuvvetini oluşturur. Çıkış yeri ve zamanı ne derece meçhul ise
onun sosyal geçerliliği o derece kuvvetlidir." diye savunur. Ayrıca yeni
sosyal değişmenin örf ve adetler bakımından ortaya çıkarttığı manzarayı
özetler.
"1-Modern cemiyette insanların çoğu büyük şehir hayatı yaşar. Fert bu ortamda örf ve adetlerin kontrol sahasını kaybeder.
2-Büyük
şehrin sunduğu meslek, sanat, inanç, arkadaşlık, akrabalık konusunda
yeni alternatifler sunarak, örf ve adetleri zaafa uğratır.
3-Modern hayat örf ve adetlerin öğrenilip,öğretilmesini adeta imkansız kılar.
4-Bunların yanı sıra örf ve adetler, yeni bilgilenmeler sonucuyer yer saldırıya maruz kalır.
Bir
takım örf ve adetleri asılsız saymak gibi,hepsinin değerli olduğu da
doğru değildir. Bilgimiz geliştikçe benimsediğimiz örf ve adetler bizi
hayata daha iyi intibak ettirecek bir mahiyet kazanmaktadır. Örf ve
adetleri de dar kalıplar içinde değerlendirmekten kurtuluruz."
Kültür
değişimi konusunda Türk Milli Tarihine yekun olarak gözatacak
olursak, tarihi bir dayanak bulmamızda kolay olur. Değişim dünyada son
yüzyılımızda sürat kazanırken, tarhimiz içerisinde ki, değişimleri yok
farzedemeyiz.
Türkler, bir büyük değişimi müslüman olmakla
gerçekleştirdi. Bu Orta-Doğu’lu toplumların da çoğu için böyledir. Eski
din anlayışları onları insan-tanrı ilişkisinde canlı kılarken, yine
GÜNGÖR’e göre;"Müslüman olmakla insanlar arası ilişkilerde ciddi bir
düzenlemeyi de gerçekleştirdiler. Bilinmeli ki, bu değişim de her
değişim gibi kolay olmamıştır. Büyük çalkantılar yaşamamıza neden
olmuştur. Yalnız türkler bu değişimi, diğer müslüman milletlerden daha
fazla ciddiye almış ve Osmanlı Medeniyeti gibi bir mucizeyi
gerçekleştirmiştir. Bu değişim önce sosyal yapıda, devlet yapısında,
ordunun kurumlaştırılmasında, dini hayatın kavranıp yaşanmasında, dil ve
debiyatta, sanatta büyük değişimler gerçekleştirilmiştir."
Mazimiz
de gerçekleştirdiğimiz bu değişimi günümüzde de, bu tecrübelerin
ışığında, yok olmadan gerçekleştirmek borcundayız. Türk toplumu bu
değişim konusunda hala büyük sancılar yaşamakta, zaman zaman devletten,
zaman zaman bazı kesimlerden gelen yanlış ve yersiz uygulamalar yolumuzu
kesmekte, büyük yanlışlar yapmamıza neden olmaktadır. Herşeye rağmen
ben ümitliğim. Türek Milli Kültürü kendi dinamiklerini harekete
geçirerek, çokgenli gelen yanlışları elemine edecektir. Halkımızın derin
ruh iklimi ve sağduyusunda bu cevher vardır. Yeter ki rehberleri yanlış
istikametlere sürüklemesin. Değişmek ama, varolarak, birlik içinde
değişmek amacımız olmalıdır.
Devam edecek...
(
Türkiyede Kültür Değişmeleri Batılılaşma Modernleşme Ve Erol Güngör-4 başlıklı yazı
HayrettinYazcı tarafından
3.11.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.