Peygamberimiz (s.a.v) Hastalık gelmeden sağlığın, ihtiyarlık gelmeden gençliğin, fakirlik gelmeden zenginliğin, meşguliyetten önce boş zamanın, ölümden önce hayatın kıymetini bilmeliyiz.” buyurmuştur. Sevgi, saygı, doğruluk en büyük değerlerdir. Maddenin de yapamayacağı şeyler olduğunu unutmayalım. Hayatı güzellikle doldurmak sevgi ile mümkündür, sevmeyen sevilmez. Sevgisiz kalmayın, gönlünüz, gününüz hep sevgiyle dolsun. Hak dostu Allah aşığı Yunus EMRE sevgi konusunda bakın ne diyor:

“Ben gelmedim kavga için / Benim işim sevgi için / Dostun evi gönüllerdir / Gönüller yapmaya geldim.” - “Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim, sevilelim / Dünya kimseye kalmaz.” Erzurumlu İbrahim HAKKI Hazretleri de : “Hiç kimseye hor bakma / İncitme, gönül yıkma / Sen nefsine yan çıkma / Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler.” demiyor mu? 

Sevgi bir güle benzer, çiçekte sonsuzluğu yaşarken dikende sonsuz acıları tadarsın. Öyle bir sevgi olmalı ki, çöldeki çiçeği kurutmamak için gözyaşlarıyla sulamak, gözlerde bir damla yaş olup kaybetmemek için ağlamamak gerekir. Sevgiler kır çiçekleri gibi ellerde değil, kurşun yarası gibi kalplerde taşınmalıdır. Ayrılıklar küçük sevgileri öldürür ama büyük sevgileri güçlendirir. Tıpkı rüzgârın mumu söndürüp de ateşi güçlendirdiği gibi.

 Sevgililer İstanbul gibi olmalı, fethi zor ama fatihi bir tane olmalıdır. Sevgi çiçekleriyle olmak, onları koklamak, sulamak, yetiştirmek, onların boy atmasını görmek ne kadar güzel olur değil mi? Sevgi başlarımızın tacı, gönül bahçemizin en güzel meyvesidir. Sevgi dolu bir dünyada yaşamak özlemi ne güzeldir. Sevgi pınarları birer Zemzem, Kevser ve Gül olan misk gibi kokularıyla olmak, canımız gül çiçeklerini solumak, sevginin yakıcı ve ölümsüz güzelliğiyle beraber olmak umuduyla.

 * Bilge birine sorarlar. Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bilge kişi:

— Bakın göstereyim dedikten sonra, önce “sevgiyi dilinden gönlüne indirememiş” olanları çağırır. Onlara bir sofra hazırlanmış. Biraz sonra çorbalar gelir, arkasından da boyu bir metre uzunluğunda kaşıklar. Davetliler çorbayı içmek isterler fakat kaşıkların çok büyük olmasından dolayı bir türlü içemezler. Bir süre uğraşırlar ama çorba içmeyi beceremeyip aç olarak sofradan kalkarlar.

Bilge kişi şimdide “sevgiyi gerçekten bilenleri” sofraya çağıralım der. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen insanlar gelir ve sofraya otururlar. Bunlara da çorba ve yine uzun kaşıklar verilir. Buyurun denilince her biri uzun boylu kaşıklarını çorbaya daldırıp karşısındakine uzatarak çorbalarını içerler. Böylece her biri diğerini doyurur ve Allah’a şükrederek sofradan kalkarlar.

Bilge kişi der ki: 

— Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymamış düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür ve doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. Sakın şunu unutmayın. “Hayat pazarında alan değil veren kazançlıdır her zaman…”

( Yüreklere Sevgi Tohumu Ekmek -2 başlıklı yazı Ali ÖZKANLI tarafından 3.11.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu