Manevi hislerinden uzaklaşarak
Şeytanın zindanına düşmüş
Zavallı ruhun isyanı vuruyor
Tanrının yarattığı
Bu muhteşem kutsal mabette,
İyi fikirlerini satarken
Ucuz beklentilere,
Mahşeri düşleyen ruhun derinliklerini
Başka tesellilerle besliyor.
Kendi gölgesini dahi
Tehdit eden aklını
Korkularından kaçırıp
Zamanla kumar oynayan
Sahipsiz ruhun,
Zevk nöbetlerinde ki çığlıklar yükselirdi,
Her sokak başında
Şehvetin kanatlarında uluyarak,
İnsan değişti artık…
Tanrının bağışladığı
Mavi ufukları
Cehenneme açılan kapılardan geçirip
Zayıf hislerini
Yanlış güdümlerle
Muktedir kılan
Kötü birer büyücü oldu,
Kimliklerini
Çağın ardından sürükleyen
Sancılı acizlikler.
İnsanlık tükeniyor
Yeşilin, mavinin, beyazın örtüsü
Karanlık rüzgârların etkisiyle,
Gözleri süsleyen yaşamın
Mevcut halinden çok uzaklaştı.
Arzuları kemiren
Kirli düşüncelerin
Ağırlığı taşındı
Duayla dolup taşan dillerde,
Şimdi binlerce
Yetim düştü acının yatağına,
Kuşkunun tohumları öğütülürken
Sıkıntının hücrelerinde,
Güzel muhabbetlerin sıcağını
Kuruntular sardı
Ruhun bitmeyen
Bu çirkef kokan
Susuzluğu yüzünden.
İnsanlık değişti,
Şuur altında ki
Fahişeleşen duyguların
Tesiriyle aşılanan
Zamanın avucunda,
Istırabın doğurduğu
Arsız istekler çoğaldı
Bu küllenmiş topraklarda.
Ve çoktan indi güneşi koparan
Kara bulutlar,
Sana şikâyetim var ey Tanrım!
Ağlayan ruhum diyor ki
İçimdeki insanlığı boğan
Merhametsiz avcıları
Mabedinde barındırma artık,
Benim gibi güzel vicdanlara bilenmesin
Doyumsuz açlıkları kurt gibi gezinen
Kötü insanlar.
23/11/2010