24 Kasım öğretmenler günü ve bu günü okullarımızda öğretmenler bir nebzede olsa öğrencileri ile beraber kutladı. 365 günüde bir gün hatırlandıklarını görüyorlar ve bu onları üzüyor.

Öğretimin yetersiz ölçülerde olsa da varlığından bahsetmem mümkün ama eğitimin var olduğu kesinlikle yanlış. Bu yargıya ulaşmak için kâhin olmaya gerek yok! Yurdumuzda yaşanılan olaylar gösteriyor ki bizler toplum olarak çocuklarımızı eğitmiyoruz sadece kısır bir öğretim içerisinde yetiştiriyoruz.

3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu, medreselerin kaldırılmasını sağlamıştır. O tarihten bu güne değin geçen süre içerisinde ülkemizde laik eğitim ve öğretim sistemi ile ne elde edildi? Hatice’ye değil neticeye bakalım.

·      Dün ne yaptığını unutup yarın için bir hedefi olmayan ve gününü gün eden bir nesil.

·      Geçmiş tarihini bilmeyen ve yanlış bilgilendirme ile şanlı tarihimize adını yazdırmış büyük ecdadımıza küfreden bir nesil.

·      Kişiliğini kaybederek kendini hangi kılıfa sokacağını bilemeyen bir nesil.

·      Milli ve Manevi değerlere önem vermeyen, hiçe sayan, menfaatine geleni yapan çıkarcı bir nesil.

·      Kendi dinini yaşamasından ve konuşmasından korkutulan korkak bir nesil.

·      Dostu düşman, düşmanı dost bilen ve batı zihniyeti ile kendini avutan cahil bir nesil.

·      Basit kelime ve kavramların manasını bilmeden peşine takılan ve bu kavramları ilkeleştiren insanları putlaştıran bir nesil.

·      Manaya değil şekilciliğe önem veren ve materyalist zihniyetin peşi sıra koşan maddeci bir nesil.

·      Siyasi polemikler içinde kendini boğarak kalıplaşmış bir zihniyete sahip olan orta yaş gurubu ve üstü… Siyasetin aslına inmeden ülkeyi yönetenleri seçmesini bilmeyen bir nesil.

·      Midesini doyurmasını bilen, beyin hücrelerini maneviyattan uzak yaşam şekli ile aç bırakan sağlıksız bir nesil.

·      Zengini zengin, fakiri işsiz ve el uzatana bir lokma dahi ekmek vermeyen katı kalpli bir nesil.

 

Amma abarttın demeyin, saymakla bitiremeyeceğim pek çok olaya şahidim şu yaşımda.

Peki, öğretmenlerimiz neden bu konuya el atmadılar veya atamadılar. Çünkü bu sıkıntılar içerisinde yetişen tek bir nesil değil ki öğretmenlerimizin büyük bir çoğunluğu da eğitim yönü ile cahil yetiştirildi. Bu öğretmenlerimizin yetiştirdiği yeni nesli görünce insan öğretmenler gününü dahi kutlayası gelmiyor.

 

Çözümün nerede olduğu açık ve net belli. Dönüp arkamıza baktığımız zaman Osmanlı’nın bir yükseliş devri bir de çöküş devri göz önüne geliyor. Yükseliş zamanı içerisinde menfaati ayaklarımızın altına alıp Kuran’ı başımızın üstünde tuttuk. Ne zaman ki bunun tam tersi oldu işte o zaman çöküş başladı.

Cumhuriyet tarihimiz boyunca kendi dini ile yaşamak ve dinini anlatmak isteyenlere büyük zulüm, işkence baş göstermiş. Gönlümüz, gözümüz, yüreğimiz ve bedenimiz kıbleye doğru iken zorla batıya çevirmek istemişler. Başardılar – başaramadılar.

Kısacası, öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi eğitecek hocalarımızı göreve çağırıyoruz.

Eğitimcilerimizin her günü kutlu olsun Allah onları başımızdan eksik etmesin.

( 3 Nesil başlıklı yazı onur-alp-dem tarafından 26.11.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu