Deniz, gülümseyerek
“abla dedi
üniversiteyi zor şartlar altında kazandım ,
ailem yoksul babam yoktu
annemle yaşıyordum.
“ bir ineğimiz vardı annem her sabah ineğimizin sütünü sağar,
bende onu gideceği yere götürürdüm
okumak istiyor,
ve bu azimle elimden geldiğince çalışıyordum.
öğretmenim benim en büyük yardımcımdı
güler yüzlü vatan sevgisi ile kavrulan
sürekli bize Nazım’dan şiirler okurdu,
adını hatırlamıyorum ama
sonradan yıllar sonra o nazım adını takmıştım…
“bana hiç karşılıksız ders veriyor emek harcıyor
kardelenler büyüyüp açacak ,
hepiniz birer “Piraye” olacaksınız diyordu..
benim zeki olduğumu başaracağımı söylüyor,
“ hadi Deniz sen deryasın diyordu,
ona layık olmaya çalıştım ve üniversiteyi kazanmıştım..
Bu, ara anam’ da yövmiyeye gidiyordu tütün tarlalalarına
“ bak gızım bu kazandığımız ekmek parası,
sarı ineğin sütünün parası da sana helali hoş olsun
sen oku vatanına doprağına sahıp çık emi gızım der
denizim deniz gözlerine kurban anan diye gözyaşı dökerdi”
Deniz okuyor ben dinliyordum san ki o duyguları yaşıyor onunla seviniyordum
devam dedim denize bırakma,
gözleri barış mavisiydi umut dolu ve keskin bakıyordu
deniz anlatmaya devam ediyor,
kayıtlar başlayınca üniversitenin yolunu tuttuk hocamla,
seviniyordum ilerde hakça düzen için çalışacağıma ant içtim …
Bütün enerjimi özgürlüğümüz ve geleceğimiz için harcayacaktım
mutluyum
bir ara deniz durakladı,
uyuyakalmışım, başım önüme düşünce kendime geldim
yarın devam ederiz dedim öptüm ikisini de
kalktım ertesi gün biliyordum ki beni orda bekleyecekler defteri kapatmadım öylece bıraktım.
Devamı 5. bölümde