Emekliyi İmekler Hale Getirdiniz !....

Ahmet Sargın

2004 Yılı yıl sonu itibariyle çektiğim sıkıntılara kahredip emekli olmuştum. Emekli olduğumuz günlerde emeklilik yasası ve emekli yaşı tartışılıyordu. Çalışanla emekli olanlar arasında 100-150 TL’ yi geçmeyen bir maaş farkı vardı. Devlet baba da emekli olmayı teşvik ediyor dedik, dilekçemizi verip emekliye ayrıldık.

Üç-beş yıl daha çalışabilirmiydik? Elbette çalışabilirmiydik, Ancak bazı sıkıntılarımız da vardı. Onları çözelim istedik ama, sıkıntıların tam ortasına düştük... İki tane üniversitede okuyan çocuğumuz var; evin geçimi, onların sıkıntısı bize hayatı dar eder hale geldi.

Öğretmenlik mesleği, polis, asker gibi benzer meslekler, yıpratıcı mesleklerdir. Bu mesleklerin emeklilikleri de farklı olmalı derim. Çünkü çabuk yıpranıyorsunuz. Öğretmenlikte uzun süre çalışanlara bakın çoğu idarecilerdir. Öğretmenliği uzun süre yapabilmek zordur. Hem bedenen hem de zihnen yorucu, yıpratıcı bir meslektir.

Dilekçemizi verip ayrıldığımız dönemlerde emekli ile çalışan arasında 100-150 TL yi geçmeyen bir fark vardı. Şimdilerde bu fark 600-700 TL’ yi geçti. Ücretlerle birlikte bu rakam bin TL’ yi aştı. Gelin şimdi siz öğretmenliği arzulamayın? Çocuklara faydalı olabilir miydik? Sanmıyorum. Ama cüzdana faydamız olurdu. Sonuçta herşey cüzdana bakıyor ne yazık ki... Emekliyi bu hale getirenler utansın diyoruz da sesimizi duyan mı var sanki?

EMEKLİLER GÜÇ BİRLİĞİ YAPMALI

Şu anki hükümet emekliyi hiçe sayıyor. Sesine kulak vermiyor, emekli yaşamasa, ölse de aylık vermesek daha iyi olur diye hesap yapıyorlar. Olur mu böyle şey demeyin, bal gibi oluyor işte. Emekliyi perim perişan hale getirip üç kuruşa muhtaç etmenin başka bir izahı var mı Allah aşkına? Emekli sizlere hakkını helal eder mi!.. Hayır duada da bulur mu? Bunu açık açık söylemeliyiz; olur ya belki utananlar çıkar... İnsanca yaşamaktan uzak hale gelmişiz. Normal insani ihtiyaçlarını karşılayamayan emekli sana hayır dua da bulunur mu?

Ülkemizde ciddi bir emekli sayısı var. Gerekince ikhtidarı sallayabilecek konumdayız.Gücümüzün farkında olalım. Tek sıkıntımız ise organize olamamak. Ama artık buna ihtiyacımız var. Emekliler birleşmeli, derneklerini, federasyonlarını kurmalı ve iktidarlarla pazarlık yapar hale gelmelidir.

Emekliyi hiçe sayıp çocuk harçlıkları ile artış yapmanın insani ve vicdanı yanı da olamaz. Bugün itibariyle emekliler açlık sınırının altında maaş alan insanlar konumuna gelmişlerdir. Siyasi iktidarın bu sonuçtan utanç duyması gerekir. Yaşlıya, ana-babaya hürmet etmeyen, sahip çıkmayan evlada ne denir? "Hayırsız evlat!."

Suç onlarda değil, suç bizde. Her birimiz bir tarafa çekileceğimiz yerde güçlerimizin birleştirilmesi gerekir.Bakın işte seçim geliyor hesap sorma günü bizde... Gün ekmek kavgası günü. Birileri devlet kesesinden cebini doldurmaya devam ederken, yıllarını devlet hizmetine vermiş olan bu insanlar açlık sınırının altında sefaletle yaşamaya mecbur edilemez!

Evet ciddi manada emekli derneklerinin çıkışı şart.
Etkin, aktif dernek- federasyon başkanlarıyla, emekli dernekleri federasyonları sesini duyuracak hale gelmelidir. Birilerine yem olmaya devam etmemeliyiz. Siyasi iktidarlarla pazarlık yapacak hale gelmediğimiz müddetçe imeklemekten kurtulamayız.

Ayıba bakın ayıba: “ Emekli, dul, yetim” Emeklinin hali dul, yetim, gariban insaanlarla birlikte anılıyor!.. Bundan birileri utanç payını almalıdır diye düşünüyoruz.

MAAŞ ADALETSİZLİĞİ DEVAM EDİYOR

Çalışanlar arasında da, emekliler arasında da maaş, ücret adaletsizliği devam ediyor. 500-600 TL’ ye talim edenler varken 5 bin, 10 bin TL ile çalışanlar, 600-700 TL emekli maaşı alanların yanı sıra 3 bin- 5 bin- 10 bin TL emekli maaşı alanlar var. Bu adaletsizliktir. Devlette, birinci, ikinci, üçüncü, sınıf vatandaş olmaz. Adaletsizliğin giderilmesi gerekir.

Hem çalışanlar, hem de emekliler arasındaki bu maaş adaletsizliği giderilmelidir. Her iktidara gelen siyasi parti bu konuda söz verdiği halde nedense sözlerini hiç birisi gerçekleştirememişlerdir. Zaman içinde siyasetçilerin işlediği hatayı bugün bizler çekiyoruz. Bunun vebali, günahı onların sırtınadır.Bu Adaletsizliğin, eşitsizliğin ta kendisidir. Aynı konumda olmak, ama farklı farklı ücret almak adaletin neresinde yazıyor?

Evet malesef yapılan her işin bir karşılığı var. Bugün olmasa bile ilahi huzurda bunun hesabının sorulacağına inancımız tamdır.Ama hesabımızı da Huzur-u Mahşere koymamalıyız. Çünkü artık söz Milletin oluyor!..

Kendiniz için değil halkınız, milletiniz için çalışmıyorsanız malınızın da, kazancınızın da hayrını göremezsiniz.
Hani nerde kaldı:" Halka hizmet "Hakka "hizmettir! " anlayışı?
( Emekliyi İmekler Hale Getirdiniz ... başlıklı yazı Ahmet SARGIN tarafından 8.12.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu